Değerli okurlarım uzun zamandır yazamamıştım bir hayli zaman oldu görüşmeyeli.
Ancak emin olun hiçbir tartışmanın içine sizden habersiz girmedim. Uzaktayım yeni kurulacak olan partinin çıkarttığı gürültüden.
Başka bir alemdeyim atlet tartışmalarına hiç girmedim bile.
Kimseye raconda kesmedim.
İşim olmaz kuru gürültülerle.
Peki senin derdin ne arkadaş? Dediğinizi duyar gibiyim.
Ne bileyim işte: Arakan geldi şimdi aklıma mesela.
İslam iş birliği teşkilatımızın olduğunu hatırladım birden. Kınamaktan başka bir işe yaramadığınıda biliyorum tabi. Biliyorum bilmesinede, bilmek yetmiyorki!
Arakan bilmem kaç milyar Müslümanın bir araya gelip tükürse boğacağı bir devletin zulmü altında inlerken. Ağız dolusu bağırasım geliyor işte. batsın sizin petrolünüz, batsın sizin krallığınız, batsın sizin Amerikan uşaklığınız. Sayın krallarımızın Ümmetin son kalesi Türkiye diyince zorlarına gidiyormudur bilmem ama. Benim tuhafıma gidiyor onların uşaklık etmeleri. Adamlar birleşmiş zilletler pardon milletler diyecektim teşkilatından işlerine geldiği zaman üst düzey tedbir kararları çıkarta biliyorlar. Peki bizim islam birliği teşkilatı neden bukadar aciz? Basiretsiz Müslüman devletler topluluğu haline gelmiş bir teşkilat olmuş resmen. O zaman kapatın bu işe yaramaz kuruluşuda sağda solda övünmeyelim bizimde islam birliği teşkilatımız var diye. Sn Cumhurbaşkanımız şuanda o teşkilatın dönem başkanı umarım Müslüman devlet adamları reisten biraz adamlık, biraz liderlik, biraz insanlık öğrenirde azıcık duruş sahibi olur. Sahi Charlie Hebdo saldırısında ölen 12 kişi için bir araya gelen yaklaşık 50 ülke başkanı, Arakan’da katledilen binlerce Müslüman için de bir araya gelmeyi düşünür mü?
Charlie Hebdo saldırısı sonrası yapılan protesto yürüyüşünü, 'haç' şeklinde manşete taşıyan Cumhuriyet Gazetesi, Arakan’da kıyıya vuran Müslüman naaşları için de manşet atar mı?
Kıyıya vuran şişmiş cesetler…
Budist rahipler tarafından katledilmiş, 3-5 yaşlarındaki çocuklar…
Sırf Müslüman olduğu için başı gövdesinden ayrılanlar…
Her an katledilme korkusuyla yaşayanlar…
Sağanak yağmur altında gidecek hiçbir yeri olmayan kadınlar, çocuklar…
Budist terörüne maruz kalmamak için kaçanlar ama kurtulamayanlar…
Üzerine açlık…
Üzerine sefalet…
Üzerine soğuk…
Üzerine evsizlik…
Üzerine acı…
Üzerine yağmur…
Üzerine mezarsız sevgililer, oğullar, kızlar, anneler, babalar…
Kimin umurunda ki?
Aman sen de… ne anlatıyorsun allah aşkına diyenlerde ola bilir elbet. Ne bileyim belki adalet için yürüyenler gibi, Arakandaki zulüm bitmezse arakana kadar yürüyeceğiz diyen birkaç deli çıkar içimizden. Umutluyum vesselam.
