Kusura bakmayın biraz kafanız karışacak ama bu bilgilerde başka yerlerde yok.
16 Aralık sabahı biri size çıkıp "Yarın 4 bakan çocuğu, belediye başkanı ve birçok ünlü göz altına alınacak" deseydi tepkiniz ne olurdu. Hadi bunu geçtim de 24 Aralık sabahı dönemin Başbakan'ı Sayın
Cumhurbaşkanı'nın oğlu için tutuklama kararı çıktı deseydi kim inanırdı. Demek ki karşınızda ki çok büyük ve etkili bir yapılanma bulunmakta.
Bandımızı başa saralım ve 17 Aralık sabahı gözaltına alınan kişilerin kim olduğunu ve neden o kişilerin neden seçildiğine bir bakalım. Özellikle bir isme yoğunlaşmak istiyorum. Bu kişi Fatih Belediye Başkanı
Mustafa Demir. Medyatik Ali Ağaoğlu, Reza Zerrab, Halk Bankası Genel Müdürü ve Fatih Belediyesi'nde çalışanlardan bazıları ve diğerleri.
Şimdi düğümü çözecek bilgiye gelelim. Bu kişilerin tüm ortak noktası TÜRGEV. Yani anaokulundan başlayarak üniversiteye kadar Anadolu’nun birçok yerinde yurtlar ve eğitim kurumları açan birçok kişi ve kurumdan destek alan önemli bir sivil toplum temsilcisi.
TÜRGEV'in genel merkezi İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Fatih Belediyesi ile aynı cadde üzerinde bulunuyor ve nerde ise yan yanalar. Fatih Belediye Başkanı da bölgede çok sevilen Diyarbakır’lı olmasına karşı bölge halkı tarafından sevilen ve desteklenen bir belediye başkanı. O kadar ki son seçimlerde karşısına güçlü aday rahmetli Erbakan’ın yeğeni çıkmasına karşı ve olayların tazeliğine karşı ezici bir çoğunlukla tekrar seçilmiş bir adaydır.
En üst düzey makamlarca bile tescil edilen ve parsel parsel sattığına dair resmi açıklama yapılan belediye başkanları dururken basit bir suçlama ile karşı karşıya kalan Fatih Belediye başkanının tutuklanması ilginç değil mi?
Mustafa Demir ve diğer tutuklananların birçoğu TÜRGEV’e çeşitli yardımlarda bulunan kişilerden oluşmakta idi. Özellikle iş adamların vakfa çok sayıda yardım yaptıkları bilinmektedir. Cemaat olarak tabir edilen ve devletin içinde gerçek anlamada bir paralel bir yapılanmaya giden gücün yeni yetişecek neslin ellerinden kaçma korkusu ve bürokrasi gücünün elinden kaybetme korkusu bu sonucu doğurdu.
Mesele yeni yetişecek nesli kimin kontrolünde olacak?