Hiç uzatmadan direk olarak konuya girmeyi düşünüyorum. Konudan nasıl çıkacağımı ise bilmiyorum. Parmakların klavye üzerinde dans ederken kelimelerin nasıl çıkacağı ve bu kelimelerin birleşip cümle halini aldıktan sonra beni nereye götüreceğini de bilmiyorum.
1980 ihtilali ve devam eden süreci düşündüğümüz insanlarımızın askere bakış açısında özellikle din ve kültür ekseninde büyük bir değişim meydana gelmişti. Tel örgülü binaların arasında yaşayarak kendi içine kapanarak halktan uzak bir süreç izleyen bu durum ta ki Ergenekon denilen ve dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir iftira fırtınası başlayana kadar.
Canlı yayınlar ile bütün basının ortak saldırıda olduğu bu süreçte ne yazık ki halkımızda ses çıkarmayarak pasif bir destek sağladı. Bu süreçte başta PKK olmak üzere tüm terör örgütleri sanki bir yerlerden emir almış gibi derin bir sessizlik ve eylemsizlik politikası izlediler.
5000 yıllık köklü bir tarihi olan ve tarihin hiçbir döneminde 5 yıl esir edilemeyen Türk Silahlı Kuvvetleri hiç kurşun atmadan bir avuç insanın gayreti ile iftiralar ile ceza evinde yatırıldı.
O dönemde canlı yayınlar ile bu sürece destek olan basın bu gün kendini aklama peşine düşmüş her gün bir Ergenekon mağdurunu canlı yayına alarak günah çıkarmaya çalışıyor.
Dava süreçleri o kadar vahim ihanetler ile dolu idi ki; onlarca askerimizi şehit eden PKK'lı teröristler gizli tanık oldu ve Türk askerinden intikam aldı.
Bu süreç yaşanırken benim dikkatimi en çok çeken şey; Sabah 05.30 da 79 yaşına gelmiş emekli bir komutanın kaçma gerekçesi ile eline kelepçe takılarak savcılığa götürülmesi oldu. 30 yıldır aynı adreste olan ve şanlı ordumuzda yıllarca emek vermiş bir askerin PKK'lı teröristlerin iftiraları ile sabah kör saatte ceza evine gitmeleri, savcılık koridorlarında saatlerce ayakta beklemeleri, aç bırakılmaları vb insanlık onurunu rencide eden haksızlıklara maruz kalmaları birer sembol olarak akıllara kazanmıştır.
Bu süreci anlatan onlarca belgesel yapılacaktır. Şimdi gelelim olayın bam teline. Yıllarca baş örtüsü verilen haklı bir mücadelenin simgesiydi. Artık sabah 05:30 da 79 yaşında emekli bir komutana takılan o kelepçede bir simge olmuştur. O kelepçenin kahraman askerlin koluna kim taktıysa bunun bedelini kanunlar önünde elbet verecektir.