Her şeye rağmen sevebilmek
Ne güzel şey baharın kokusunu duymak. Nisan yağmurlarının ardından kokan toprak kokusunu içine çekmek. Yapraklara düşen çiğ tanelerinin güneşin ilk ışıklarıyla parlaması.
Yıldızların yaprakların üzerine düşmesi gibi, ışıl ışıl…
Ne güzel şey aslında yaşamak. Mutlu olmak için bir çok sebebimiz varken, biz bir sebebe takılıp hayatı dar ediyoruz kendimize bazen. Kelebeklere takılır gözüm, sıcak baharda kır çiçeklerinin kokusunu çekerken içime. Ne kadar mutlu uçuşurlar rengarenk güzellikleriyle.
Oysa bir günlük ömür biçilmiştir onlara…
Ve sonra düşünürüm. Marifet uzun yaşamak değil, mutlu ve dolu dolu yaşamak galiba. Umut dağıtabilmek merhamet dolu gözlerle. Kalabalıkta yürürken size omzuyla çarpan birine yavaş be dercesine bakmak yerine, bir dost dokunuşu gibi tebessüm edebilmek.
Ağlayan bir çocuk gördüğünde eğilip göz yaşını silmek gözlerindeki gülücüğü yüzüne indirivermek.
Yağan yağmurda of ıslandık demek yerine, ne güzel temizlendik diyebilmek. Sıcak yaz günlerinin kavurucu sıcağında güneşten şikayet etmek yerine iliklerim ısındı demek. Yaşamak hayata güzel bakıp güzel görebilmek.
Oysa o kadar kolay ki eksik bulup şikayet etmek.
Bir tutam keder elbette olacaktır, yüreğini olgunlaştıran ,tenha köşelerde seni ağlatan, Rabbine dua dua yalvartan…
İşte bunu yapabildiğinde insandır insan. Her şeye rağmen hayat güzel yaşamak güzel, en güzeli ise umut edebilmek.
Çünkü her umut yaşama açılan bir penceredir.
Benim hep bir umudum var gelecekten…
Umut edenlerden olmak dileğiyle…