9649,53%-0,68
37,99% 0,04
40,86% -0,28
3688,06% 0,01
5959,44% -0,10
Herkesin karşılaştığı bu durumu daha yakından inceleyen Preply, farklı kültürlerdeki "garip sessizlik" deneyimlerini karşılaştırdı ve dikkat çeken bazı ilginç bulgulara ulaştı. Yaptıkları araştırma, sessizliğin kültürel boyutunu ortaya koyarken, aynı zamanda dilin, bu sessizlik anlarını nasıl şekillendirdiğini de gözler önüne seriyor.
"Garip sessizlikler" üzerine yapılan bu araştırma, aynı zamanda farklı kültürlerdeki tepkileri karşılaştırarak, sessizliğin dünya çapında nasıl algılandığını da gözler önüne seriyor. Türkiye'nin, diğer ülkelerle benzer şekilde 6,6 saniyelik bir süreyle "garip sessizlik"e tahammül sınırına ulaşması, Türkiye'nin sosyal etkileşimlerinde ne kadar dikkatli olunması gereken bir noktayı işaret ediyor. Bu süre, Brezilya gibi daha sıcak kültürlerde 5,5 saniyeye kadar düşerken, Tayland'da 8,1 saniyeye kadar çıkabiliyor. Preply, bu tür kültürel ve sosyal farklılıkları dikkate alarak, başlangıçtan ileri seviyeye kadar online Almanca kursu sunuyor. Özel ders formatında Almanca, sadece sizin ihtiyaçlarınıza uygun, esnek ve etkili bir eğitim sunuyor. Küçük gruplar halinde veya bire bir ders seçenekleriyle esnek öğrenme imkanı sağlar. Online yoğun kursları, hızlı ilerleme kaydetmek isteyenler için ideal bir tercih olabilir. Bu esnek yaklaşım, dil öğrenme sürecindeki her tür sosyal etkileşimde daha rahat hissetmenize yardımcı olabilir.
"Garip sessizlikler" üzerine yapılan bu araştırma, aynı zamanda farklı kültürlerdeki tepkileri karşılaştırarak, sessizliğin dünya çapında nasıl algılandığını da gözler önüne seriyor. Türkiye'nin, diğer ülkelerle benzer şekilde 6,6 saniyelik bir süreyle "garip sessizlik"e tahammül sınırına ulaşması, Türkiye'nin sosyal etkileşimlerinde ne kadar dikkatli olunması gereken bir noktayı işaret ediyor. Bu süre, Brezilya gibi daha sıcak kültürlerde 5,5 saniyeye kadar düşerken, Tayland'da 8,1 saniyeye kadar çıkabiliyor.
Türkiye'de, garip sessizliklerin en yoğun hissedildiği anların başında ilk buluşmalar geliyor. Araştırmaya göre, Türklerin yaklaşık %38'i, ilk buluşmalar sırasında yaşanan sessizliklerden oldukça rahatsız oluyor. Bu durum, insanın tanımadığı bir kişiyle etkileşimde bulunduğunda, rahatlık hissinin eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir. İlk buluşmalarda karşılıklı beklentiler, doğru kelimeleri bulma çabası ve potansiyel yanlış anlamaların korkusu, sessizlik anlarını daha da garip hâle getirebilir.
İlk buluşmaların yanı sıra, asansör gibi sıkışık alanlarda yaşanan sessizlik de Türkler için oldukça korkutucu olabiliyor. Araştırma, Türklerin %76,5’inin asansördeki sessizlik anlarından rahatsız olduklarını ve bu durumun onları daha da gergin hale getirdiğini gösteriyor. Bu durum, sosyal anksiyeteye neden olabilecek potansiyel bir senaryo yaratıyor.
Bir diğer ilginç bulgu ise yaş gruplarına göre değişen sessizlik toleransı. Z jenerasyonu, 16-24 yaş arası gençler, bir sessizliğe tahammül konusunda en düşük oranı gösteriyor. Araştırmaya göre, Z jenerasyonunun %90'ı, 5 saniyelik bir sessizlikten bile rahatsız olduğunu belirtiyor. Bu durum, gençlerin sosyal onay alma ihtiyaçlarının ve başkalarının onları nasıl gördüğü konusundaki endişelerinin yüksek olduğuna işaret ediyor. Diğer kuşaklarla kıyaslandığında, Z jenerasyonu, sessizliği daha kısa sürede garip olarak algılıyor ve bu durum onları daha gergin hâle getiriyor.
Öte yandan, X jenerasyonu ve Baby Boomer'lar gibi daha yaşlı kuşaklar, daha fazla sessizliği tolere edebiliyorlar. Bu, yaşla birlikte, sosyal baskının azalması ve sessizlik anlarında daha rahat davranma yeteneğinin artmasıyla ilgili bir durum olabilir.
Preply'nin araştırması, garip sessizliklerin sosyal etkileşimleri nasıl olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyarken, bu anları sonlandırmak için çeşitli stratejiler de öneriyor. Örneğin, iltifatlar yapmak ve ardından soru sormak, bu sessizliklerin kırılmasına yardımcı olabilir. Özellikle, "Küpelerinizi çok beğendim, nereden aldınız?" gibi doğal bir soru, karşılıklı diyalogu başlatmak için etkili olabilir. Ayrıca, hikâye odaklı sorular sormak da, daha derin ve anlamlı bir sohbete dönüşebilir.
Yabancılarla günlük sohbetlerde yaşanan garip sessizlikler, araştırma sonuçlarına göre, Türkler için oldukça rahatsız edici bir durum olarak öne çıkıyor. Yabancılarla yapılan etkileşimlerde, dil bariyerlerinden kaynaklanan belirsizlik ve yanlış anlamalar, bu sessizliklerin daha zorlayıcı hâle gelmesine neden olabiliyor. Bu gibi durumlarla başa çıkabilmek için, kısa süreli pratik bir dil kullanımı, kişisel deneyimlerin paylaşıldığı sohbetler, ve dolgu kelimelerle yapılan geçişler, etkileşimleri daha rahat hale getirebilir.