Zübeyde Bozak Adlı

Tarih: 18.11.2025 22:02

Kulaklık Takıp Kimliğini Kaybetmek: Herkes Kendi Dünyasında

Facebook Twitter Linked-in

Metroda, yolda, markette, hatta bir kafede bile…
Herkesin kulağında bir kulaklık, gözlerinde boş bir uzaklık.
Dünya kalabalık ama sessiz; insanlar yan yana ama ayrı.

Eskiden sokaklarda ses vardı, kahkahalar, tartışmalar, selamlar…
Şimdi her şey birer “kulaklık sesi”ne sıkıştı.
Kendimizi korumak için başlattığımız bu sessizlik, yavaş yavaş bizi kendimizden bile uzaklaştırıyor.

Neden Böyle Oldu?

Çünkü zihinler gürültülü, dış dünya fazla geliyor.
Çünkü insanlar artık duygusal olarak yoruldu; başkasının hikayesini dinlemek ağır geliyor.
Çünkü herkes “kendi kabuğunda güvenli hissetmek” istiyor.
Ama bu güven, bir süre sonra yalnızlığın konforuna dönüşüyor.

Kulaklıklar bazen sessizliğin değil, kaçışın simgesi oluyor.
Gerçek sesleri, gerçek insanları, gerçek duyguları duyamaz hâle geliyoruz.
Bir bakıma, sürekli bağlantıda olup hiçbir şeye bağlanamamanın yüzyılında yaşıyoruz.

Peki Ne Yapabiliriz?
• Gün içinde bir kez olsun kulaklığınızı çıkarın. Sokak sesini, rüzgârı, bir çocuğun kahkahasını duyun.
• Gerçek bağlantılar kurun. Birine “nasılsın” deyip cevabını bekleyin.
• Sessizliği dijitalde değil, içimizde arayın.
• Kendinizle kalmaktan korkmayın. Bazen en derin ses, içimizdeki sessizliktir.

Belki de yeniden duymaya, kulaklığımızı çıkararak başlamalıyız. 
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —