Son yaşadığımız "uçak düşürme" olayında da tekrar gördüğümüz bir sıkıntı artık rahatsız edici boyutlara ulaşmış durumda.
Patlatılan her bombanın ardından "katil devlettir" diyen, Tahir Elçi'nin katledilmesinde "elimde kanıtım yok ama mutlaka bu cinayeti devlet işlemiştir." diyen, düşürülen Rus uçağı nedeniyle hükümeti suçlayan siyasi liderlere sahibiz.
"13 dakika sınırımız ihlal edilmişse ne olmuş?" diyebilen toplum önünde bulunan, kendisine gazeteci payesi verilen vatandaşlara sahibiz! Üç yıl evvel Akdeniz'de silahsız bir keşif uçağımız Suriye tarafından vurularak düşürülmüş, olayın ardından muhalefet lideri olan şahıs hükümeti suçlamıştı. Aynı şahıs Milli Egemenliğimizi korumanın gereği olarak Rus uçağını düşürdüğünde ise yine hükümeti sorumlu tutarak "Rusların ağzıyla" konuştu. Oysa o günler de tüm Rusya birlik ve beraberlik sergileyerek haksız oldukları halde Türkiye'ye yüklenmekteydiler.
Cumhurbaşkanı 1 Kasım seçimlerinden önce "milli siyasetçi" deyimini telaffuz etmişti. Bu söz hiçbir milli meselede ortak ses veremeyen insanların devlet yönetiminde olmamaları gerektiğinin devletin en tepesinde dillendirilmesiydi.
İnsanların onuru ve şerefi olduğu gibi, devletlerin de onurları ve şerefleri vardır. Bu onur ve şerefi yok sayanların da halkın nezdinde itibarları yoktur.
Ortadoğuya "bataklık" diyen bizim süper vizyon sahibi siyasetçilerimiz, bugün acaba orada Rusya'nın ne işi olduğunu, İran'ın ne işi olduğunu, Çin'in bu bölgeye gelmek üzere neden harekete geçtiğini bize açıklayabilirler mi?
Rusya'nın gözümüzün içine baka baka DAİŞ'i vuracağız diyerek geldiği sınırımızda Türkmen soydaşlarımızı katletmesini sorguladığını gördünüz mü bu ana muhalefetin? Rus savaş uçaklarının defalarca sınırımızı ihlal etmesine en küçük bir hassasiyet gösterdiklerini gördünüz mü?
"Ruslar gazı keserse bakalım ne yapacaksınız?" diyen ruh halini anlamak mümkün değil. Gerçi bu zihniyet değil miydi Ruslarla bozuşmamak için Boraltan köprüsünde Azeri kardeşlerini öldürülmeleri için Ruslara teslim eden?
Rahat hayatı için bedenini pazarlamaktan ne farkı var bu anlayışın?
Suriyeli mülteciler onun keyfini kaçırır, göz zevkini bozar. Ona göre memleketlerine gönderilmeliler, ölmüş-kalmış onun sorunu değildir. Ruslara kafa tutmak deliliktir. Mazallah gazı kesiverirlerse "mabadı" donuverir, ne gerek var böyle maceralara "n'olmuş 13 saniye ihlal etmişse!" deyiverirler. Hele ki Türkmen kıyımı onların zinhar gündemine bile girmez. Öyle bir aşağılık kompleks ki ruhlarına kadar sirayet etmiş durumda. Neyse ki milletimizin kahir ekseriyeti bu durumun farkında da kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar. Allah bu yüce milleti zilletin eline düşürmesin. Amin.