Bazı bakanların, vekillerin, belediye başkanlarının ve danışmanların Sn. Cumhurbaşkanımızın karizmasından beslendiğini, erittiğini ben net görüyorum. Geç kalınması halinde ki geç kalınıyor, bu durumu Sn. Cumhurbaşkanımızın iç politikada azalmaya devam eden karizması da kurtaramayacak.
Öncelikle yeni partiyi veya partileri doğuran sebepleri iyi düşünmek lazım.
İstanbul seçim sonuçları açıklanmadan bir gün önce sosyal medya hesabımdan kısa bir açıklama yaptım. Ak parti istanbul seçimlerinin sonuçlarını değil sebeplerini düşünmeli diye. Aslında Kocaeli’de İzmit, Antalya ve Ankara’dan sonra İstanbul’un da kaybedileceği o kadar netti ki acaba bir tek ben mi gördüm diye düşünmeden edemedim. Gerçi seçim öncesi açıklanan kamuoyu araştırma sonuçları da ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gösterdi.
24 Haziran 2018 seçimlerinden zaferle çıktık diyenler, sonuçlar ortada olduğu hâlde 31 Mart'tan da zaferle çıktık diyorlar. Muhtemelen İstanbul'da meclisteki çoğunluğu, belediye başkanlığı sayısındaki çoğunluğu da seçimden galibiyetle çıktıklarını ispatlamak için gerekçe olarak görüyorlar.
En kötüsü de bu sanırım!
Ortada apaçık, gerçek bir çöküş var ve kimse görmüyor. Bazen bir musibet bin nasihatten daha iyidir.
İstanbul “seçim hezimeti” Ak Partinin ders alması için bir sebep olabilir mi? Evet olabilir.
Peki alınan ders var mı?
Son 10 gündür yok.
Dış siyasetteki başarı içeride yok.
Aynı hataları yapıp farklı sonuçlar beklemek Ak partili bir kesimde hastalık oldu artık.
Oysa tekrarlanan hata aynı sonucu verir.
Hep derim ve son kez diyorum. Ak Parti'de revizyon şart. Aksi takdirde koskoca partiyi bir tabela partisi olarak göreceğiz! Bu konuda hiç mütevazi olmayacağım her yazdığım her söylediğim tek tek çıkıyor, çıkmaya devam ediyor.
Önümüzde sadece zaman var. Kimine göre 1 yıl, kimine göre 2 kimine göre zamanında olacak seçimler ama olacak. Kaçış yok. Ve bugün gördüğüm Ak Parti kanser hastası hüviyetinde. Günden güne eritiliyor. Erken teşhis yok, tedavi yok!
Yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminde revizyon yapılması, kısmende olsa parlementer sisteme uyarlamaya çalıştırılması işi kurtarmaz. Yapılması gereken millete dokunabililmek, sisteme değil!
Kapısını sökmüş belediye başkanları, telefonunu herkese vermiş belediye başkanları var ama popülist siyasetin 21. Yüzyıl versiyonu. Ulaşmak, konuşmak ne mümkün. Resmen göz boyama, resmen akılla dalga geçme çabaları.
Yani koca BAKAN var tanıyan yok, başkan var ulaşan yok. Oysa telefon numarası herkeste, kapı da sökük!
İlimiz ölçeğinde 15 yıl Büyükşehir belediye başkanlığı yapmış ibrahim KARAOSMANOĞLU, kabul edin ya da etmeyin ulaşılabilirlilik noktasında çok güzel bir örnekti. Örnek alınması gereken bir çok noktası vardı. Bizimkiler kimi örnek alıyor anlamış değilim.
Bir Gazeteci arkadaşımız üşenmemiş Kocaeli’deki bütün belediye başkanlarını tek tek aramış. Bildiğim kadarıyla yarısına ulaşamamış. Bu, ne demek istediğimi kısaca özetler sanırım. Kapısı olduğu halde her aradığımda ulaşabildiğim, görüştüğüm İbrahim Başkanı özlüyorum. Millet kapısı sökük belediye başkanına ulaşamaz mı ya!
Bildiğin kapı sökük☺
Ben Milletvekillerinin hepsini, Zeki abiyi, Hamza başkanı, Muzaffer Başkanı, Adnan başkanı, Şener başkanı, Yasin başkanı, Bünyamin başkanı, aradığımda ulaştım onu söyleyeyim. Mesele benlik değil zaten.
Kendini dev aynasında gören sözde samimi, sözde tevazu sahiplerine bir çift sözüm var.
Benim ulaşamadığım birine işçi hasan abinin, çaycı mehmet kardeşimin, emekli ahmet abinin ulaşabilme ihtimalini görmüyorum. O yüzden ulaşılamaz başkanlar bunu dikkate alsınlar.
Tevazu, samimiyet, gayret seçim öncesi bütün başkanların ve Ak Parti'nin sloganıydı. Bir kesim tarafından seçim sonrası tevazu ve samimiyet devam ettirilirken bir kesimin henüz köyüne uğramadığını görmek üzer, hayal kırıklığı yaratır. Telefonlara bakacaksın, vatandaşa döneceksin kardeşim. Kim olursan ol!
Milletin efendilere ihtiyacı yok. Yeteri kadar efendi var memlekette. Kaldı ki, Belediye başkanlarının performansları Ak Parti'nin kaderini belirleyecek. Onu da not olarak söyleyeyim. Daha dikkatli olmalılar.
Bazı başkanlar sosyal medyanın "s" sini bilmez, sosyal medya cumhuriyetine karşı tavır alır.
Sosyal medyanın kullanmaya başlanma yaşının sekiz olduğunu da unutmuşlar sanırım.
Bağımsızlığını ilan etmiş ve tüm dünya tarafından tanınmış sosyal medya cumhuriyetinde ilgilendiğim kısım sosyal medyada siyasetçilerin ulaşılabilme ve yapmış oldukları hizmetleri, çalışmaları vatandaşa anlatabilme durumu. Kabul etsek de etmesekte bir realiteyi değiştiremeyiz. Gazete ve Tv devri yavaş yavaş kapanıyor. Yeni medya hem ekonomik hem hedefi 12 den vurma noktasında harika bir nimet.
Tabi neşter gibi doğru kullanmak da önemli.
“Neşteri doktora verirsen hayat kurtarır, katile verirsen hayat söndürür”
Sosyal medyada siyaset yapmasını bilmeyen siyasetçiler sürekli kaybetmekle cezalandırılır.
Bir çok örnek verilebilir. İlk olarak istanbul’u örnek vereceğim. İmamoğlunun İstanbul seçimlerini sosyal medya sayesinde kazandığını düşünenlerdenim. Azınlıktayım belki ama biraz farkımız olsun. Bir çok kanala çıkmakta zorluk çeken İmamoğlu kendi kanalından hem istanbula hem Türkiye’ye ulaştı. Kendini, vizyonunu, misyonunu, projelerini anlattı. Tabi bazı ak partililerin istemeden de olsa reklamlarını yapması ile yani destek vermesi ile sosyal medyada tüm ak partililere ulaşma şansı buldu. Ve bunun yansıması olarak hem muhafazakar mütedeyyin hem milliyetçi seçmenden hatırı sayılır oy aldı. Aradaki farkın 800 bin oluşu da beni bilimsel olarak haklı çıkarıyor. Yani bir kısım Ak Partili seçmenler istemeden de olsa İmamoğlu'nu sosyal medya üzerinden tanıtarak destek olunmasına olanak sağladı. Neşter yanlış kullanıldı!
Ak partinin en güçlü yanı olan teşkilat yapısının iyi bir eğitime tabi tutulması gerektiğini gerek televizyon programlarından gerekse sosyal medya hesaplarımdan uzun uzun yazdım, söyledim, eleştirdim.
Sizin milyonlarca üyeniz olabilir ama doğru kullanamazsanız milyonlarca üye size hiç bir fayda sağlamaz. Nitekim öyle oldu olmaya da devam ediyor. Story teşkilatçıları ve teşkilatçılığı detaylı yazdığım için içim rahat.
Bundan sonrası için de Sn. Cumhurbaşkanımızın ve Sn. İmamoğlu'nun sosyal medya hesaplarına dikkatlice göz atın derim. İnstagramda bir yıl önce 200 bin takipçisi olan İmamoğlunun şu an 5.5 milyon takipçisi var. Ve bir kaç aya kalmaz cumhurbaşkanımızdan daha fazla kitleye hitap edip, ulaştığını göreceksiniz. Milletin kapısına güvenerek bekçi yapmadıklarını siz ADAMLARINIZ diye partide stratejik yerlerin başlarına getirir,aynı kafayla devam ederseniz YENİ PARTİ tutar mı tutmaz mı hep birlikte görürüz.
Benden söylemesi...