Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 14.01.2016 11:10

Terör okumaları

Facebook Twitter Linked-in

Bütün yazılı ve görsel medya ile köşe yazarları terör analizleri yaparak Sultanahmet saldırısını okumaya çalışmışlar. Yıllardır terör ülkemizden hiç eksik olmadığından terör okumalarında da fazla bir değişiklik yok. Teröristin kimliği, aidiyeti, mensubiyeti üzerinden değerlendirmelerde bulunulmuş. Hakeza siyasilerin de Sultanahmet saldırısıyla ilgili açıklamaları var. Bölgemizde ve ülkemizde uluslar arası düzeyde sürdürülmek istenen haksız bir savaşın uzantısı olan terör olayında sorumsuz açıklamalarda bulunan siyasilerin açıklamalarını ciddiye almadığım gibi burada söz konusu bile etmeye değer bulmuyor. 
Nasıl bulayım ki; devleti yönetmek seçilmiş hükümetleri hakkı ama yönetenler bürokratlar. Hukukun üstünlüğüne inanılan bir ülkede kamu kurumlarını basmak, atanmış bürokratları tehdit etmek hukuk dışı bir davranıştır ve tasvip edilir bir yanı yoktur. Velev ki bürokratın bir yanlışı olsun. Bunun yolu hukuk çerçevesinde yanlışı düzeltmek olmalı. O kurum basın-yayın kuruluşu ise Rütük gibi bir kuruluş bunun için var ve gerekli şikayeti oraya yaparsınız. Kaldı ki Rütük’te her partiden üye var. Veya meclis araştırma komisyonuna önerge verirsin. Olmadı savcılığa suç duyurusu yaparsın, onlar da gereğini yapar. Amaç üzüm yemekse eğer. Buralardan sonuç alamayacaklarını düşünüyor olacaklar ki illegal yolla işi çözmeye çalışıyorlar. Şimdi dağdaki teröristler kalkıp dese ki, siz kendi içinizdeki sorunları bile savunduğunuz hukuk kuralları içinde çözemiyorsunuz, seçtirdiğiniz vekiller bile kaba kuvvetle hak arıyor, ne diyeceksiniz? Aferin siz de adam öldürerek, katliam yaparak, hayatları karartarak alın hakkınızı mı diyeceksiniz? Hiç şüphesiz ki çok kötü bir örnek. Kaldı ki haklı olduğuna inandığı davasında insanı haksız duruma düşüren bir uygulama. 
Ne var ki artık Türkiye eski Türkiye değil bürokratlar da eski bürokrat değil. Hatırlarsanız geçtiğimiz ay Batman’da HDP’li vekil izinsiz yürüyüşe engel olan bir komisere “ben devletim” demişti. Komiser de “siz vekilsiniz devlet benim” diye karşılık vermişti. Eskiden olsa endişelenirdi bürokratlar. Doğru bildiğini hukuki çerçevede yapmakta zorlanırlardı. Aman işimizden olmayalım, çoluk çocuk ortada kalmayalım diye. Şimdi böyle cesur insanların çıkması millete de devlete de güven veriyor. Sorun kişinin yanlış yapması değil herkesin işini yapmaması. Herkes işini hukuk çerçevesinde yaptığı sürece bir çok engelleri aşacak o irade ve potansiyel var bu ülkede. Sırası gelmişken TRT genel müdürü Şenol Göka’yı da tebrik etmeden geçmek olmaz. Gerçekten beyefendiliği, soğukkanlılığı ve işini bilen devlet adamı olması takdire şayan bir davranış. Kendisini burada tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Böyle duyarlı bürokratlara her zaman ihtiyacı var bu ülkenin.
Hoşça kalın, sağlıkla kalın. Selam ve dua ile…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-GBGQR9HF6V