Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 09.04.2018 12:30

Suriye’nin çığlıkları

Facebook Twitter Linked-in

Ankara’nın Hasköy/Solfasol semtinde 3 bin 100 göçmen aile bulunmakta. Çoğunluğu Suriyeli olmakla beraber Afganistan, Irak ve Somalili göçmenler yer almakta. Bu ailelerin Suriye’den gelenleri genelde kadınlar ve çocuklardan oluşmakta. Erkekleri ise Suriye’deki savaşta hayatlarını kaybetmiş. Bu ailelerle yakından ilgilenen Saadettin Karagöz emekli bir vatandaş. Saadettin beyle bu aileleri tek tek gezip kendisinde bilgi aldık. Fotoğraf karelerine de yansıyan bu vahim tablo savaşın kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkisini anlatmaya yeter sanırım. Bir de Saadettin beyin anlattıklarını duyunca vicdan yerinde duramıyor.

- Sadettin bey, bu işe nasıl başladınız, bu aileleri nasıl bulup tespit ettiniz?

Sadettin Karagöz : Ben onları bulmuyorum, onlar beni buluyor. Ben emekli biriyim, hanımla bir aileye yardım ettik. Onu duyan geldi. Baktık baş edemiyoruz çocukların ayakkabı deposu olarak kullandığı dükkanı depo olarak kullanmaya başladık. Aynı binadaki boş daireleri kiralayıp bu ailelere tahsis ettik. Sayı artmaya başlayınca kayıt tutmaya, kendimizce bir sistem kurmaya çalıştık, böylece bu günlere geldik.

- Devlet bunlara yardım etmiyor mu?

Sadettin Karagöz: Devlet sadece 150 TL kira yardımı yapıyor.

- Bu oturulmayacak kötü berbat evlerin kirası ne kadar ki?

Sadettin Karagöz: Bazı ev sahipleri çok istememkle beraber bazıları maalesef bu kötü evlere 150-200 tl istiyor. 350-400 civarında olanları da biz karşılıyoruz. Etrafımız geniş olduğundan iş, eş, dost çevredekiler bize yardımda bulunuyor. Biz nakdi yardımları kabul etmiyoruz. Ailelerin ihtiyaçlarını belirleyip o malzemeleri talep ediyoruz, sağ olsun onlar da getiriyor. Bir de örnek veriyor Sadettin bey, geçenler de bir esnaf geldi yardımda bulunmak istiyorum diye çıkardı 1000 tl verdi. Dedim ki kendisine bu çok. Her ay ne kadar verebileceksen onu ver. Mesela bir alenin her ay elektriğini veya suyunu öde. Yani az da olsa sürekli olanı tercih ediyoruz.

Sadettin beyin daha çok söylediği şeyler var lakin yazmakla bitiremeyiz. Bitirmeye kalksak vicdanlar engel olur. Fotoğraflarda da görüldüğü gibi hayvanları bile koysanız en az iki gün durur üçüncüsü gün kaçar bu evlerden ama Suriyeli sığınmacı aileler bu köhne evlerde yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Hele beş yaşındaki Zeynep ve ablasının bombaların sıcak alevlerinde yanan bedenleri savaşın korkunç yüzünü gözler önüne seriyor. Kim bilir belki oradaki evleri buralardan daha iyiydi, kim bilir mutlu yuvalarında pişen aşları, ağrısız başları vardı. Kim ister, hangi kadın ister, hangi anne ister yavrularıyla ellerin memleketinde ahırdan berbat yerlerde yaşamayı? Bakmayın siz bizdeki olur olmaz şeyleri beğenmeyip çıngar çıkaranlara, ne işi var Suriyelilerin yaygarası koparanlara, Allah hiç kimseye böyle acılar yaşatmasın. Marmara gazetesi olarak biz insanlığın takipçisi olacağız ve olmaya da devam edeceğiz. Yazı dizilerimizle tüm annelerin, bütün acılı kadınların, mazlum ve müstezaaf çocukların sesi olmaya devam edeceğiz.

img-20180407-wa0032.jpgimg-20180407-wa0037.jpgimg-20180407-wa0058-(1).jpgimg-20180407-wa0045.jpgimg-20180407-wa0073.jpgimg-20180407-wa0066-(1).jpg


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
352286612