Uzun süredir rahatsızlığımdan dolayı gazeteden ve yazılarımdan uzak kaldım. Sebebini bulmak için farklı branşlarda birkaç doktora gittim. Nihayet şeker ve kolesterol olduğunu öğrendik. Benim için zor bir sürecin başlangıcı demek oluyordu bu aynı zamanda. Dile kolay 60 yıldır süregelen alışkanlıklarınızdan bir anda vazgeçmek de kolay olmasa gerek. Yediğine-içtiğine, yattığına kalktığına dikkat edeceksin demekti bu aynı zamanda. Zor dostum zor.
Aslında TÜBİTAK’ta tanıdığım birçok diyabet hastası genç kardeşlerim vardı. Onlarla zaman zaman hastalık hakkında konuşmuşluğum da vardı. Hatta trafik kazasında gencecik yaşta kaybettiğimiz İbrahim Duyar kardeşimle radyoda röportaj sohbeti bile yapmıştık. Fakat onlar hastalıklarıyla ilgili yaşadıkları sorunları daha çok dile getirmiş, hastalığın nasıl başladığı, nasıl fark ettikleri, belirtilerini neler olduğu hususunda bilgi vermemişlerdi.
Demek bazı şeyler yaşanmayınca araştırılmıyor, anlaşılmıyordu. Yaklaşık bir aydır doktorun verdiği diyeti uygulamaya çalıştım. Geçen gün akşam şöyle ağız tadıyla bir yemek yiyeyim diye bozdum diyeti. Tabi o da beni bozdu ama öyle böyle değil. Sabaha kadar bir damla uyku girmedi gözüme. İş başa düştü ihtiyar deyip oturup araştırdım hastalığımın detaylarını.
Kırk yaşımdan beri öleceğim deyip durdum da milletin diline alay konusu olduk. Meğer bu illet hastalığın vücudumda oluşturduğu tahribatın etkisiymiş bu histeriler. Tabi o dönemler aktif çalışan ve hareketli olduğumuz için hastalık da gizlenmiş kanımızda. Emekli olup hareketsiz kalınca gizli kan şekerimiz neredeyse insülin sınırına dayanmış da farkında değilmişiz. Okuyup öğrendikçe de gözlerim fal taşı gibi açıldı adeta.
Aman Allah’ım, bu kan nasıl mucizevi bir varlıkmış? Herhangi bir uzvunuz rahatsızlandığında sadece o bölgede ağrı-sızı hissedersiniz, tedavi olunca da iyileşir geçer. Ama kan şekeri öyle bir hastalık değil maalesef. Kan, bütün vücudu dolaştığı için zayıf ve hassas gördüğü her yere tahribat verip geçiyor. Yıllarca menüsküs var diye diz ağrılarımdan şikâyet ettim durdum. Sol göğsümün üstünde tokmakla vuruluyormuş gibi ağrılar hissedip kalp spazmı geçiriyorum sandığım günler yaşadım yine yıllarca. Daha neler neleri hissettim yıllarca.
Hastalığın seyrinde insan hayatını etkileyen hatta ölümcül vakıalarla sonuçlanan komplikasyonlara neden olabiliyor. En belirgin etkileri kalp ve damar tıkanıklığı, damar sertliği, kan şekeri yüksekliği uzun süre devam ederse sinirlere zarar verebiliyor. Bunun yanı sıra halsizlik, bulanık görme, ayaklarda uyuşma ve karıncalanma, ağızda aseton benzeri koku oluşumu gibi belirtiler en belirgin özellikleri. Eğer pankreas yeterince insülin salgılayamazsa kalp krizi riski yaşanabilir. Halk arasında inme diye biline felç olma riski de oldukça fazla görünüyor.
En önemli tetikleyicisi da stres. Tedavi tavsiyelerinin başında stresten uzak durulması geliyor. İyi güzel de ben yirmi yıldır bunların hepsini yaşadım da tam da belirlediğim 60-65 aralığında niye yüzüme vurup duruyorsun be şeker. Bazı arkadaşların “şeker gibi adamsın” demesinden mi kaynaklı acaba? İşin şakası bir yana evet fazla yaşlanmayı nedense hiç kabullenemiyorum. Bu yüzden de hep bir insan için ideal hayat değiştirme yaşı olarak 60-65’i uygun görürüm. Hele hastalıkla çekilemeyen bir hayat önünde arkanda herkese külfet gibi geliyor bana, örnekleri de ortada.
Lakin benim önüme her zaman bir engel çıkıyor. Şerife Betül’üm var, Ali İhsan’ım var belki de bunlar direnç oluyor bu hastalığın önünde. Artık Rabbim neyi takdir ederse O’na boynumuz eğri, gel derse gideriz, sıkıntı yok. Çocuklarımı düşünmediğimden değil elbette ki ne bu stres bizden uzak olur ne de doktorların tavsiye ettiği diyeti yerine getirme imkânlarım olur maalesef. Tuttuğumuz kadar, tutunduğumuz kadar, ne diyelim.
Evet sevgili dostlar uzun süredir sizlerden ayrı kalmamın sebebi bu hastalık. Bu yazıdan sonra devam edebilir miyim orası da meçhul. Zira kaç tane yazı bilgisayarımda yarım kaldı, devamı gelemedi. Bir an olsun kendimi toparlayıp bu yazıyı çıkarabildim ya buna da şükür.
Bu vesileyle başta diyabet hastaları olmak üzere tüm hastalarımıza Rabbimden şifalar diliyorum, 3 Aralık dünya engelliler günlerini de tebrik ediyorum. Bugüne kadar pek olmadı ama inşallah bundan sonra engelliler için hayırlı olur.
Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…
