Efendim; çok uzun zaman oldu kendimize gelmeyeli. Anne babamıza oflayıp puflayan dillerimizle onlara hal hatır sormayalı çok uzun zaman oldu. Elleri titredikçe çocukluğumuzu titreten adamlara, babalarımıza şöyle içten bir nasılsın babacığım! demeyeli çok uzun zaman oldu. Gelişi ile yüreklerimizi kirlerinden, midelerimizi tıka-basa doldurduğumuz zamanlardan kurtaracak bir misafirimiz var.
Soframıza oturduğumuzda bizi akşam ezanına aşık edecek bir misafir geliyor. Günah açığımızı açlığımızla kapatacağımız bir misafir. Kalbimize kan pompalamaktan başka görevleri olduğunu da hatırlatacak bir misafir geliyor. Simasını masum çocukların yüzlerinde hatırlayacağımız, Her gün sayfalarca Kur'an okutacak, susuz kaldıkça Afrika'da ki kardeşlerimize dua ettirecek, aç kaldıkça açlıktan karınlarına taş bağlayan Peygamber Efendimizi ve arkadaşlarını hatırlatacak bir misafir geliyor. Öyle bir gelişle geliyor ki, yoksullar, kimsesizler, ihtiyaç sahipleri, zenginler, işadamları, siyasetçiler, kısacası herkes onu aynı anda, aynı yerde karşılıyor. Hiç kimseye koltuğuna, makamına göre davranmayan bir misafir. Ameline göre muamele eden bir misafir geliyor. Camilerde bu misafiri bekliyor. Mahzun kalan camiler bu misafirle şenlenecek artık. Sahuruyla, İftarıyla, terahvisiyle, mukabelesiyle Ramazan geliyor.
Kendinizi ve kalbinizi itina ile hazırlayın. Bizi kendimize getirmek için geliyor. Kim olduğumuzu hatırlatmak için. Yaradılış gayemizi yüzümüze vurmak için geliyor. Şimdiden Ramazan ayınız mübarek olsun.