Hasan KAMİLOĞLU

Tarih: 09.02.2017 14:21

Ne olacak bu üniversitelerimizin hali

Facebook Twitter Linked-in

Üniversitelerimiz, ilim irfan yuvası olması gereken toplumun değerleri ile örtüşen, bilim üreten ve ülkeyi kalkındırmakta lokomotif olması gereken üniversitelerimiz. Tabi bunlar bizim hayallerimiz, beklentilerimiz, düşüncelerimiz. Eğitim sorunundan geçen yazımızda bahsetmiştik fakat şu üniversitelere dokunmadan buraları irdelemeden de edemeyeceğim. Dünya çapında değere vurulduğunda ilk 500'e giren bir kaç üniversitemiz ile teselli bulmanın yeterli olmadığı, o listenin son sıralarında yer bulabilmenin değil de zirvesinde yer alabilmenin ve o listenin geneline en az otuz, kırk üniversite ile girebilmenin gerçek anlamda başarı olduğunu da hatırlamak gerekmektedir.
            
Şöyle bakıyorum da ne yapıyor, ne üretiyor bu kurumlar. Birkaç samimi ve azimli idealist öğretim görevlisinin ve öğrencinin oluşturduğu grupların çalışmalardan başka yapılan, ortaya konulan bir şey yok gibi. Vatan millet derdinde olan bu bir avuç insanı tenzih ediyorum ancak kaldı ki bunlar da fildişi kulelerdeki bazı üniversite yönetimlerinden yeterli desteği görüp görmediği muamma olmasının yanında zaman zamanda engellerle karşılaştıkları da bir gerçektir. En büyük sıkıntılardan biri de ne yazık ki üniversitelerimiz siyaset ve ideoloji üretmekten bilim yapmaya pek fırsat bulamıyor olmasıdır. Kamplaşma, kutuplaşma, kampüslerde olmasına asla müsaade edilmemesi gereken illegal grup yapılanmaları, toplum değerlerinden kopuk eğitim anlayışı, girdiği bölümle ilgili liseden temeli olmayıp üniversite sınavını kazanabilmek için sayısız test çözerek bir bölümü tutturmuş, ben artık oldum edasındaki üniversiteli havası, bir kısım öğretim görevlilerinin vatan, millet, bayrak, bütünlük ve değer yargılarından uzak ideolojik bir kafa yapısında oldukları ve kendi grubuna yakın olanı üst makamlara yerleştirme düşünceleri, derleme toparlama makalelerle titrini yükseltip, ülkenin kalkınmasının derdinde olmayan vurdumduymazlıklar…
           
Yazıyı uzatarak sizi yormak istemiyorum fakat yapılması gereken, üniversiteleri ideolojilere hizmet etmekten kurtarıp ülke ve millet için araştıran, üreten, kendi milletinin değerleri ile el ele olan kurumlar haline dönüştürmek gerekiyor.  Üniversitenin ve öğretim görevlilerinin başarısı, sadece bir kaç makale ile ölçülmeyip ortaya somut ve uygulamaya konulabilecek projeler üretmenin gerekliliği hassasiyetle takip edilmelidir. Tabelasına baktığımızda adı yüksek teknoloji olan yerlerin, özellikle de teknik üniversite sıfatını taşıyanların, mühendislik fakültelerinin sanayi ve tekno birimlerle entegre olarak çalışması, yüksek bilim ve teknoloji üretmesi gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir. Artık sayısız labaratuvarımız dünya çapında ilaçlar üretebilmelidir. Sözel olarak adlandırılan birimlerin de ortaya neler koyduğu da irdelenmeli ve bir çok tarihsel, edebi vb. konulara ışık tutacak, aydınlatacak, tarihi sevgi ve adaletle hercümerç olmuş bu aziz milletin edebiyatını, sanatını, tarihini dünyanın zirvesine taşımaya çalışmalıdır. Yani başarı emek çeken kendi başına uğraşan, yorulan ve mücadele eden bir avuç öğretim görevlisinin ya da yine hedef sahibi üç beş öğrencinin omuzlarına yüklenmeyip bunu sisteme dönüştürerek üniversitelerimizi topyekûn olarak başarının, bilimin ve gelişimin merkezleri haline getirebilmeliyiz.
Şimdilik bu kadarla iktifa edelim. Allah'a emanet olun, görüşmek üzere inşallah.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
352286612