Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 14.03.2022 16:15

Mükemmel İnsan

Facebook Twitter Linked-in

 

Bunun altını özellikle çizelim ki herkes anlamak istediği gibi değil anlaması gerektiği gibi anlasın. Peygamberler de dahil mükemmel insan yoktur. Peygamberler diğer insanlardan farklı özelliklere sahip oldukları için elçi olarak seçilmişler. Bunun için Allah meleği vasıtasıyla yakın diyalog kurup hatalarını en asgariye indirmelerini sağlamış, diğer bütün insanlığa emin ve güvenilir bir şekilde ilahi mesajlarını aktarmıştır.

Dedik ya mükemmel insan yoktur, ancak mükemmel olduğunu iddia eden milyonlarca insan var. Bir o kadar da mükemmel olmaya çalışan insan. Mükemmel olmaya çalışan mükemmel olduğunu iddia edenden daha çok şanslı. En azından bir gayreti, çabası söz konusu. Bu çabanın hem kendisine hem insanlığa bir katkısı olacaktır şüphesiz. Mükemmel olduğunu iddia edenlerin böyle bir şansı olmadığı gibi mükemmelliğe açılan her kapıyı kapattıkları için insanlığa kaos üretmekten başka bir işe yaramazlar.

Ankara çok değişmiş, otuz yıl önce bıraktığım Ankara değil. Değişen sadece çehresi değil çevresi de insanları da bir ayrı evrime uğramış. Geldiğimden beri mükemmellik iddiasında öyle çok insan tanıdım ki Ankara dört başı mamur mega bir kent sandım. Ebeveynler bir mükemmel, çocukları ayrı bir mükemmel. Sanırsınız ki peygamberler bu şehirden geçmiş. Valla bunları görünce ben çocuklarıma haksızlık ettiğime inanmaya başladım. Ne zaman ki efsunlamaya çalıştıkları büyü bozulmaya başladı o zaman kendime gelebildim.

Bir ebeveynin kendiyle övünmesi, çocuklarıyla gurur duyması suç mu? E tabi ki değil, ancak ne var ki her şey ölçüsünde olunca bir anlam ifade eder. İnsani ve ahlaki ölçülere uymayan davranışları yere göğe sığdırmasınız ne olacak ki? Yer yarılacak gök çatlayacak bizlerde kaosuyla, kavgasıyla uğraşıp duracağız. Tarlada kavun karpuz yetiştirmiyoruz ki insan yetiştiriyoruz. Kaldı ki, kavun karpuzu bile kendi şartlarında ekip biçmezseniz verim alamazsınız. İnsan bundan yüz kat daha fazla ilgi isteyen, alaka isteyen emek isteyen bir varlık.

Başka bir yazıda değinmiştim önemine binaen bir kere de burada vurgulayalım. Her çocuk gibi bizim de çocukken hatalarımızı gören büyükler uyardığında anne-babalarımız arka çıkıp sen bizim çocuğumuza böyle yapamazsın demediler, onlar büyük karşı gelme dediler. Çoğu zaman yanlışım olmadığı halde, haklı olduğum halde bize tembihlenen öğüt buydu. Ben çocuklarıma, haklı olduğunuz sürece hakkınızı savunun ama haddinizi aşmayın diye nasihat verdim. Çocuklarıma haksızlık yapıldığında sonuna kadar arkalarında durdum ama çocuklar yüzünden kimseye tavır koymadım, düşman olmadım.

Ohoo öyle insanlarla karşılaştık ki geldik geleli, adlarını abdestle almamız gereken çocuklarına şahit olduk kutsal ebeveynlerin. Büyüğünü küçüğünü bilmeyen ukala tiplerin bile evliya gibi övüle övüle bitirilemediğini gördük. İşin en garip tarafı da bir birlerini acımasızca yüzüne veya arkadan eleştirenlerin hiçbir şey olmamış gibi sarmaş dolaş olmaları akıl alır gibi değil. Ne yani sürekli kavga edip bir birlerini yemeleri daha mı iyi diyenler çıkabilir. Tabi ki istediğimiz bu değil ancak ne var ki bu davranışlarla hiçbir birliktelik sürdürülebilir olamaz. Ha, öyle de geçiyor hayat böyle de denilebilir. Fakat ahlaki değerlerin dejenere olduğu toplumlarda er ya da geç çöküntüler de kaçınılmaz olur. Yarınlarımız dediğimiz geleceğimiz hiçbir zaman bugün ki kadar mutlu olamaz, sadece günü kurtarmış olurlar, o da olursa.

Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-GBGQR9HF6V