Kutlu doğum haftası münasebetiyle ülkemizin birçok yerinde etkinlikler yapıldı ve 20 Nisana kadarda yapılmaya devam edecektir. Bizim insanımız hassastır böylesi şeylere. İmanlı bir milletiz . Allah’ını, peygamberini, dinini seven bir toplumuz bizler.
Ama bu iman sadece yüreklerde kalıyor icraata dönmüyor. Aslında varlığı ile iftihar edip ümmeti olduğumuz Hz Muhammed Mustafa (Sav) efendimizi anlayamamak ve idrak edememek gibi bir eksiğimiz var.
Bizler için 1400 yıl öncesinden çile yumağı olup ümmeti için her türlü zorluğa göğüs gerip bizlere kurtuluş reçetesini sunan alemlerin sultanı Peygamberimiz (Sav) doğumundan vefatına kadar hep ümmetinin derdine düşmüş ve "O sizin üzerinize çok düşkün" ayetiyle de bize olan sevgisi, şefkati Allah (CC) tarafından da onaylanmıştır.
Evet o bize çok düşkündü mübarek başına deve işkembesi atıldı, Uhud’da dişi kırıldı, Taif’te taşlandı, Mekke’den kovuldu Medine’de zor günler yaşadı hicret emri ile yollara düşüldü zalimlerin içinde çileler çekti kendisine dünyalar sunuldu ama o ne davasından nede ümmetinden vazgeçmedi.
Alemlere rahmet olarak gönderildiği, Allah’ın ve meleklerinin kendisine salat ve selam ettiği, itaat edilmesi gerekildiği, bir şey buyurduğunda dinlenilmesi gerektiği, konuştuğunda Allah tarafından özel konuşturulduğu ve her sözünün ayet gibi nitelik taşıdığı, kendisine itaat edenlerin cennetle müjdelendiği, kendisine karşı gelenlerin sapık olduğu ateş ehli olduğu hepsi Kuran-ı Kerim’de belirtilmiştir.
Eğer siz Allah’a ve Resulüne itaat ederseniz gibi ayetlerle Rabbimiz itaat etme konusunda kendisinin yanına onu koymuş ve en büyük iman esası olarak onu göstermiş, Allah’a ve ahiret gününe inananlar için onda güzel örnekler olduğu vurgulanmış ve "Deki eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah’ta sizi sevsin" ayetiyle Allah (CC) kulunu sevme yönündeki iman esasını ona uymaya bağlamıştır.
Sözlerimi noktalamadan önce şunları da hatırlatmak istiyorum. Bizler için tüm ömrünü feda eden, Allah tarafından özel seçilen ve yine Allah tarafından hiç kimseye yapılmamış bir övgü ile övülen, yüreğinde merhamet, şefkat ve koruma duygusu ile ümmetinin her halini kendi halinden üstün tutup onların derdiyle dertlenip ümmeti için Rabbine gözyaşı döken ve Allah’ım onları affet diyerek ağlayan, sabahlara kadar ümmeti için derdin içinde uykusuz geceler geçiren böylesi güzel bir insanı ümmeti olarak tanımadan göçüp gitmek herhalde en büyük bahtsızlıklardan biri olsa gerek.
Rabbim Resulünün kıymetini bilmeyi onu iyi tanıyıp anlamayı ve ona tabi olmayı bizlere nasip eyle. Lütfen Peygamberimizin hayatı ve bizlerden istediklerini okuyup öyle yaşayalım lütfen onu tanımak için araştırma yapalım. Tanıyalım ki sevelim yoksa bilmezsek sevemeyiz.
