Her biri benim için ayrı bir rehber olan danışanlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Onlardan esinlenerek kaleme aldığım yazılarla sizlere de faydam olsun arzusu niyetiyle bugün "kul hakkı" diyorum.
Başkasının hakkında konuşmak, hakkını yemek, kötülük etmek, eziyet etmek... vs. kul hakkıdır.
Peki bir de kişinin kendisiyle olan kul hakkını hiç düşündük mü?Belki komik gelebilir ama başkasına çarpınca özür dileyen bizler kendimizi kapıya çarpınca hiç "Özür dilerim" dedik mi?
Başkasının koluna, elinize iğneyi alıp batırıp çıkarın defalarca ve "ben çok güzel bir resim yapacağım" deyin. Onun canı yanacak ve kul hakkı olmayacak mı? Olacak tabi.. Peki kendi vücudumuza yaptırdığımız o güzel dövmeler için verdiğimiz eziyet ve acı kul hakkı olarak kaydedilmeyecek mi?
Pek kıymetli bir büyüğüm "Hamidem, "insanlara nerden geliyorsun, nereye gidiyorsun" diye sormak kul hakkına girer çünkü buna cevap vermek istemediği için yalan söylemek zorunda kalabilir, yalana mahal vermemek adına bunlar sorulmamalıdır" demişti. O günden beri buna dikkat ederim. Gaflet edip sorduğum olur ve o zaman ardından "eğer çok özel değilse" yi eklerim.
Birde depresif, acı odaklı insanlar var. Kötü anıları, acı, sıkıntı veren anıları unutmak istemezler. Tekrar tekrar hatırlayıp kendi ruhlarına eziyet verip, hastalıklara sebebiyet verirler. Kalp hastası, troit hastası, mide hastası... diğer hastalıklar tesadüfen mi geliyor sanıyorsunuz? Hayır. Enerji katmanlarımızı zayıflatan bizler, o hastalıkları davet ederiz de ne yaptığımızı bilmeyiz.
Onca kalp kırıklığı yaşayarak, üzüntülerine üzüntü ekleyen ve nihayetinde "anju" olanlar vaktinde çözüm üretmeyip arızaya sebebiyet vermekten dolayı kul hakkına girmiş olmayacaklar mı? Kişideki arıza hem ailesini hem toplumu ilgilendiren bir durumdur.
O yüzden aklen, ruhen, bedenen sağlıklı olmak durumundayız. Bu hem kendizimize hem çevremize olan haktır, vecibedir.
Kim sızlanan insanı dinlemek ister? Kim sürekli hasta bir insana hizmet etmek durumuna gelmek ister! Arzu başka, Mecburiyet başkadır.
Bir de haz odaklı insanlar var. (İzninizle sadece akla kapı açalım diye ifade ediyorum herkes yine bildiğini yapar.)
Lunapark gibi eğlence merkezleri ne kadar masum değil mi! Oysaki panik, atak, vertigo, aritmi gibi pekçok hastalığın kökeninde bazen bunlar çıkabiliyor. Oysaki eğlendiriyor...Ve dahi bende çok severim.Vertigo olunca bilinçaltı araştırmamda kökeninde bulduğum lunapark oldu. Çok şaşırmıştım.
Hadi bi kendimize gelelim. Tüm hastalıkların şifası gülümseyen yüz ve ruhların çoğalarak bu enerjinin etrafımıza yayılmasıyla mümkün. Sevgi ve iyilik enerjisini etrafımıza yayalım, hem de ötekileştirmeden. Atomlarınızdaki coşkulu kıpırdanışa bizzat şahit olacaksınız. Hepinize sevgilerimi gönderiyorum ve çok değerli kendime de..