Ahmet DEMİRKAYA

Tarih: 11.12.2015 11:01

Kadına şiddet mi dediniz?

Facebook Twitter Linked-in

Şunu baştan söyleyeyim ki sadece kadına değil şiddetin her türlüsüne karşıyım, kime yapılırsa yapılsın karşıyım. Yaratılmışların (Eşrefi Mahlukat) en hayırlısı olan insana sunulmuş bu mükemmel hayatı kim hangi gerekçeyle olursa olsun hiç kimseye zehir zıkkım etmeye hakkı yok. Lakin çözümden uzak yapılan eylemlerin, gösterilerin, alınan diğer tedbirlerin sorunu kaynağında çözmekten uzak yöntemler olarak görmekteyim. Sorunun odağındaki her iki aktörü ve onları etkileyen faktörleri analiz etmeden sonuç üzerinden sürekli erkek figürünü disiplinize etmeye çalışmak sorunu çözmez, artırır. Nitekim öyle de oluyor. 
Kadın yaratılış itibariyle nazik, narin, zarif, kibar, zayıf ve ince ruhlu bir yapıya sahip. Kadını güçlü kılan ise analığı, dişiliği ve kadınlığıdır. Erkek ise tam tersi kaba ve güçlü yapısı ile en çelimsiz bir erkek bile dünyaya meydana okuyacağını zanneden bir ruh haline sahip. Aslında erkeğin bu kaba ve güçlü yapısı narin, zarif, zayıf olan kadını ve ailesini kollayıp koruması içindir. Gelin görün ki bu iki figür bir şeyleri bir yerlerde yanlış kullandığı için zaman zaman çatışma alanında ortak payda olabiliyorlar. Bozuk tüfeğin geri tepmesi gibi bazen bu ilişkiler de geri tepiyor ve şiddet de gündeme oturuyor. Buraya kadar olan kısmı feministler belki eleştirecek ama ben her iki aktörün de ruhlarının fıtratlarına uygun şekilde eğitilmesini çözüm için en önemli adım olarak görüyorum. 
İkinci aşamada ise şiddeti körükleyen nedenlerin ortadan kaldırılması. Aslında burası en zor bölüm. Zira burada nefisler aklın önüne geçip devreye girdiği için yanlışlarını anlatıp kabullendirmek kadar zor bir şey y ok. Oysa ki fazla değil birkaç dakika sakin düşünülse kavganın ve şiddetin ne kadar anlamsız olduğunun farkına varacaklar. Biraz da örneklendirelim isterseniz. Erkeğin kabalığını koyun bir tarafa hadi eyvallah ama ben sokak ortasında çocuğuna şiddet uygulayan anneler de gördüm. Hatta bir eliyle çocuğu döverken diğer taraftan arkadaşıyla sohbete devam ederken, sohbeti de böldü diye iki kat hırslanan kadınlar gördüm. Kadına şiddete karşı olanlar bu ne diyecekler? Tabi konuya katkısı olsun diye genel bir anlatım oldu bu değil mi? O zaman biraz daha somutlaştıralım da mazeret üretilmesin konuya. Efendim önceki gün sabah kahvaltıda haberleri dinliyorum. İstanbul da belediye otobüslerinden birinde bayan bir yolcu kardeşinin engelli kartıyla yolculuk yapmak istiyor. Şoförün dikkati yanlışı fark ettiriyor ve hemen müdahale edip kartı görmek istiyor. Bir umut belki anlamaz zannedip kartı veriyor şoföre.  Şoför kontrolünde haklıdır ve karta el koyuyor. Ama bayanın o kadar kolay pes etmeye niyeti yok. Ver kartı ineceğim diyor. Yasa ve yönetmelik gereği yaptığı sahteciliktir ve karta el konulması gerekiyor. Şoför de öyle yapıyor. Ama ne mümkün! Kadın şoföre hışımla karşı çıkıyor ve sen kargaşa mı  çıkarmak istiyorsun? diye bağırıp ver yansın ediyor. Bu mesaj kime? Otobüsteki diğer yolculara. Mesaj yerine ulaşıyor ve belki de evinde kendi hanımına göstermediği ilgiyi mağdur rolü oynaya bayana gösteren kaba erkekler devreye giriyor. Kime karşı? Kendi hem cinsine karşı. Tabii bayan da emellerine ulaşmış oluyor. Şimdi buna kanun ne yapsın, savcı ne yapsın? Ortada bir hukuksuzluk var, bu hukuksuzluğu gidermek adına başka bir hukuksuzluğun icrası var. Şoför diyor ki; param yok desin yine bindireyim ama insanları kandırarak bunu yapması doğru değil. Haksızı mı adam? Kadın savunuculuğu yaptığını zanneden kaba erkeklerin yaptığı ne? Peki kim körükledi bu şiddeti? Siz bu soruların cevabını araştırın bulunca bizimle de paylaşın. Paylaşın ki çözüme sizlerin de katkısı olsun. Öyle meydanlar da bağırıp çağırmakla olmuyor bu işler. 
Haydi kalın sağlıcakla selam ve dua ile


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
352286612