Musa YAŞAROĞLU

Tarih: 20.08.2015 10:29

“(Hâl böyle iken) NEREYE GİDİYORSUNUZ?”

Facebook Twitter Linked-in

Tekvir suresinin 26. ayeti olan bu ifadeyi ilk okuduğumda dehşete kapıldığımı çok iyi hatırlıyorum. Ne için sormuştu ki bu soruyu Rabbimiz?

Ya da ben nasıl anlamıştım bu ifadeyi? Epeyce düşündükten sonra kendi payıma çok şey çıkardığımı sanıyorum. Hala da bu çıkarımlar devam ediyor. Zira bu soru tam anlamıyla hayatın orta yerinde duruyor. Öylesine can alıcı bir duruş ki bu; hisseden herkesi sımsıkı sarmalıyor.

Düşünsenize en ufak bir haddi aşma gayretinizde, alelade bir heveskârlığın ardına düştüğünüzde ya da kifayetsiz bir hedefe yöneldiğinizde kulaklarınızda çınlayan bir sedayla irkiliyor ve kendinize geliyorsunuz. Bundan daha etkili veya bundan daha verimli bir uyarı olabilir mi? Adeta uçurumun kenarından çekilip alınan bir bahtsızın misali gibi olmaz mı yaşananlar?

Bugünlerde zihnimde sıkça dönen soruların başında yine bu ifade var: Nereye gidiyorsunuz? Evet, çok doğru bir soru bu. Biz nereye gidiyoruz Allah aşkına? İnsanlık, Müslümanlar, Türkiye… Daha da özele indirgendiğinde ailemize ve kendimize kadar gelebilir bu silsile. En tepeden aşağıya insanların her biri aynı soruya cevap arıyor.

İnsanlık iflah olmaz bir madde iştihasının her türlü mana izini silip süpüren canavarlığına karşı mücadele ederken Müslümanlar, kollarını makas gibi açarak karşısındakine yaşam hakkı vermeyen devasa bir kültür despotizmi altında inliyor. Ülkemiz ise nereden bakılırsa bakılsın içinden çıkılamazmış gibi gösterilen ve üst akıllarca idare edilen bir oyunun ortasında ayakta durmaya çalışırken aileler, modern hayatın kuşattığı ve neredeyse artık kendilerinden sayamadıkları çocuklarının peşinden koşturma, onları sürekli büyüyen ahlaki yozlaşma dehlizinden kurtarma telaşındalar. Biz ise en nihayetinde kendi özgürlüğümüzü, kendi fikrimizi koruma yahut algı operasyonlarından uzak tutma derdindeyiz.

Herkesin “Nereye gidiyoruz?” sorusunun şekli de soruya verdiği cevabı da farklı anlayacağınız. İşte böylesine karmakarışık ortamlarda nasıl bir geleceğin şekilleneceğine ancak zaman cevap verecektir. Bu yüzden herkes kendi nefsine sormalı öncelikle bu soruyu. Sonra da bulduğu cevabın doğruluğunu teyit etmeye çalışmalı. Aksi takdirde farkında olmadan içinde olacağımız bir “gidiş”in sonunda varacağımız yer bizde derin hayal kırıklıkları yaratacaktır.

İnsanlığın en çok da bugünlerde bu soruyu sorma ihtiyacı var. Zira yüzyıllardan beri Kur’an’ın içinde saklı olan bu hazinenin farkına varamamak bizim kaybımız olacaktır. Bu ilahi nidanın altındaki anlamları yorumlamak da bu sorudan kendi nefsimize pay çıkarmak da bize kalıyor.

Haydi, o zaman şimdi bir kez daha bu ayeti okuyup kendimize soralım;

Nereye gidiyoruz?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —