Kesintisiz zorunlu temel eğitimin önce 8, sonra 12 yıla çıkmasıyla birlikte sanırım okullu olmayan gencimiz kalmadı. Bu durumdan önceleri küçük esnaf ve orta ölçekli sanayicilerimiz şikayet etti ama seslerini yeterince duyuramadı. Bu işten en karlı çıkanlar veliler ve özellikle de çalışan anne-babalar oldu sanırım. Zira hep birlikte evden çıkılıp yine hep birlikte eve giriliyor olması çocuklara ayrılacak vakitte bir esneme oldu. Yani çocuklarla fazla uğraşmaya gerek kalmadı. Özellikle orta öğretimin tam gün olması bütün sorumluluğun okula bırakılması anlamına da geliyor.
Bütün gençlerimizin okullu olması, gözlerden ırak olması bütün sorunların çözüldüğü anlamına mı geliyor, tabi ki hayır. Bu konuda bir de okul yönetimlerini ve öğretmenleri dinlemek lazım. İyi okul, iyi öğretmen aramakla, ayrımı yapmakla veli olmuş olmuyoruz maalesef, çocuklarımızla eğitim hayatı boyunca ilgilenerek, okul yönetimine ve öğretmenlere yardımcı olarak sorunları birlikte çözerek çocuklarımıza faydalı olabiliriz ancak. Öyle olunca okul da iyi olur öğretmenlerde.
Geçenlerde okul yöneticisi arkadaşımla oturup biraz sohbet ettik. Durum hiç de iç açıcı değil. Biz diyor her ne kadar burada onlara eğitim vermek için uğraşsak da onlar dizilerdeki hayatları yaşamaya çalışıyorlar. Erkek arkadaşıyla okulda sarmaş dolaş olan bir kız öğrenciyi yanıma çağırıp konuştum, bak kızım siz de daha orta öğretimdesiniz, sizin bu aşamada yapmanız gereken derslerinize çalışmak, okulunuzu okumak. Üniversite de olsanız belki evlenme düşüncesiyle arkadaş olabilirsiniz ama şuan sizin için çok erken diyor. Kız öğrenci ne derse beğenirsiniz? ''Arkadaş olmak için, beraber olmak için ille de evlenmek gerekmiyor, evliliğe karşıyım'' diyor.
Aile ve sosyal politikalar bakanımız Fatma Betül Sena Kaya hanımefendi şuan kadına şiddete odaklanmış durumda. Yaptığı tabi ki doğru lakin aile sadece kadından ibaret değil. Bu konuda yazdığım bütün yazılarda olduğu gibi bunda da bir kez daha yenileyeyim, sadece kadına değil şiddetin her türlüsüne karşıyım. Ne var ki suçunda şahsiliği hukuki bir gerçektir. Ak partinin başındaki “adalet” olgusuna riayet edilmesini beklemek her halde Ak partiye oy vermiş her bir vatandaş gibi oy vermemiş olsa dahi mağdur olmuş her vatandaşın hakkı.
Bakanlığınızın Adını taşıdığı ailenin bir ayağı da okullarımız, lütfen oralara da bir el atıp, artık anket mi yaptırırsınız, başka bir formül mü bulursunuz, ya da gençlerimize ahlaksız hayat tarzını empoze eden dizilere bir ayar mı verdirirsiniz bilemiyoruz ama buralara el atmak ileride daha büyük aile faciaların yaşanmaması için kaçınılmaz bir gerçek görülüyor. Bundan 15- 20 yıl öncesinin gençleri bugünün anne-babaları, velileri. Şiddet olaylarının artarak devam ettiğini göz önünde bulunduracak olursak bugünün gençlerinin geleceği gerçekten endişe verici. Bugünden tedbirini almazsak yarın çok geç kalınmış olabilir. Bizden söylemesi, gerisi sizin bileceğiniz iş. Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile.