Büşra AYDIN

Tarih: 03.03.2017 10:06

'Evet' ya da 'Hayır'ın sonucuna herkes ortak olacak

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye Cumhuriyeti olarak ülkece zorlu süreçlerden geçiyoruz. İçeriden  ve dışardan saldırılara maruz kalıyoruz ki bu saldırıları çok sık yaşamaya başladık. Sürekli şehit haberleri ile sarsılıyoruz ve birçok ailenin canı yanıyor. Ekonomi vahim durumda, huzur yok, her an ne olacağını kimse kestiremez oldu. Bu kötü gidişatı önlemenin yolu değişimmiş.
Gündemi takip eden bazı vatandaşlar vatan elden gidecek kaygısı yaşayıp biryandan ekonomik sıkıntılarla boğuşurken hükümet ayağı gayet hareketli ve heyecanlı günler geçiriyor.
Bugünlerde her sorun, sıkıntı askıya alındı. 
Gündem yeni Anayasa değişikliği- Başkanlık sistemi. Bir taraf 'evet'çiler, bir taraf 'hayır'cılar olarak iki ayrı grup oluştu. Ve sürekli videolar çekerek, sosyal medya hesaplarından çeşitli paylaşımlar yapılarak 'evet' ya da 'hayır' mesajları verilmeye başlandı. 
Yalnız neye 'evet' neye 'hayır'? dendiğini pek bilen yok.
Düşünülen ise; 'evet'çilere göre hükümet, 15 yıldır gayet güzel yönetiyor. Bu kötü günlerin sorumlusu dış güçler, FETÖ vs.  sebep gösterilerek  Anayasa değişip 'Başkanlık Sistemi' gelince daha güzel günlerin gelip herkesin mutluluğu yakalayarak her şeyin düzeleceği yönünde. 
Diğer bir taraf var ki onlarda 'hayır'cılar; 15 yıldır ve şuan zaten yetki sizde her yanlış hamlenizde yanıldık, kandırıldık dediniz, yetki sizdeyken ülke bu duruma geldiğine göre mevcut kadrolarla ve politikayla neyi değişirseniz değişin başımıza gelecek  tek şeyin ülkenin daha kötü duruma düşeceği yönünde.
Evet mi? Hayır mı? Neden Evet? Neden Hayır?
Toplumun büyük bir kısmı ilgisiz davranarak Anayasa değişiyor mu? Neler değişti? Başkanlık Sistemi Nedir? 
Konuları hakkında bilgileri dahi yok. 
Bir kısmı aman bana ne, ne olursa olsun diyor. Diğer bir kısımda da reis için ve muhalefet olsun diye evet diyenler olduğu gibi, muhalefet olsun diye hayır diyenler var. Az bir kısımda konu hakkında bilgi sahibidir. Madem önümüze seçim getiriliyor sırf muhalefet olsun diye evet veya hayır demek yerine ülkenin geleceğini tayin edecek bir karar olan bu durum ciddiye alınarak halk olarak doğru karar vermek bizim sorumluluğumuz ve vazifemizdir. Türkiye de yaşayan din, dil, ırk farketmeksizin herkes parti veya lider olarak değil kendimizi ve birbirimizi düşünerek hareket etmek durumundayız. Siyasi partiler değişir, liderler değişir kimse kalıcı değil ve maalesef ki kötü durumların vebalini halktan başkası çekmez. Bugüne kadar yaşanan tüm olumsuzluklar verilen yanlış kararların sonucunda doğdu. Mesela her referandumda evet verilmiş ve sonradan vay efendim niye böyle oldu denmiş. Bugün değiştirilmek istenen Anayasa seçiminde bile referandum  tarihinin en yüksek oyuyla (yüzde 92) yine evet denmiş ve halk kendi kabul etmiş. Yüzde 92 oy demek sağcısı-solcusu herkes kabul etmiş demek. Sonuç ne oldu? Şimdi beğenilmiyor! Hadi yeniden değişelim deniyor.
Halk değişim istiyor deniyor.
Bu değişimleri halk mı istiyor, yoksa liderler mi? 
Bunun cevabı tabi ki liderler. Liderler halkın önüne seçimi getirince bunu halk istiyor anlamına gelmiyor. Kendi isteğinizi halka soruyorsunuz demek oluyor. Halk seçim falan değil sadece maddi-manevi huzurlu bir yaşam istiyor.
Bu referandumda da  bilerek yada bilmeyerek herkes ne oy vereceğinin kararını vermiştir yada verecektir. Beklentimiz  o veya bu hayır diyorsa biz evet diyeceğiz, sağlık sistemi iyimi kötümü, kapanamıyorduk  gibi referandumla alakası olmayan konuşmalar yerine neye evet istediğinizi milletin anlayacağı dilden anlatmanız, açıklamanız. 
Yıl 2017 ve halâ bir düzen tutturamadık. Ama görünen o ki bu gidişle bu ülkenin seçim işleri bitmez. Her seçim masrafı da yine bizlere zam, vergi, ceza olarak yansır.
Sonuçta bu referandumda bitecek ve sonuç  iyi de olsa kötü de olsa ülkede yaşayan herkes kendini o durumun içinde bulacak. Birbirimizi düşman ve husumetli gibi değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak görmeliyiz. Vatan hainleri var tabi ki fakat her 'evet' diyen ya da her 'hayır' diyen vatan haini değil. Hatta 'hayır' diyenlere terörist muamelesi yapılması da vahim bir durum. Genel olarak ortak kaygımız vatan ve isteğimiz huzurlu, kaliteli yaşam olmalı. Sandıkta sevinen bir taraf çıkacak fakat her şey bitip hayat normale döndükten sonra  sevinen ya da üzülen, kazanan veya kaybeden hepimiz olacağız.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-GBGQR9HF6V