Bir zamanlar Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın kardeşim dediği ama bir anda düşman ilan ettiği Esed için şimdi işler değişti.
Şimdi Moskova’da bir zirve yapılacak ve terör konuşulacak!
Bakınız terör konuşuluyor Esed değil!
İşte biz yıllarca boşuna bağırmadık Tayyip bey ısrar etti, inat etti, hırs yapıp ABD’nin oyununa geldi ve tutturdu Esed gidecek ha gidecek bunun içinde herşeyi yaptı ama ne oldu?
ABD yine kandırdı yine kazandı!
Nasıl mı?
Bakınız şimdi Esed konusu değişti terör konuşuluyor.
Artık ABD israil’e olan hizmetinin bir bölümünü yerine getirdi ve Esed bahanesi ile Suriye’de 600 bin kişiyi katledip milyonlarca insanı yerlerinden etti.
Suriye kısmen boşaltıldı.
Türkiye’ye Ensar oluyorsunuz hicret edenlere kucak açıyorsunuz gazı verildi bu vesile ile Türkiye kucak açtı ve Suriye’lilere ülkelerini kolayca terk etme imkanıda sunulmuş oldu.
Şimdi sayın Cumhurbaşkanımız siz 5 yıldır inat edip hırs edeceğinize, o zamanlar masaya otursaydınız da bu işi çözseydiniz!
600 bin kişi öldü, milyonlarca mazlum oldu, milyonlarca çaresiz oldu ve vatanlarını terk ettiler!
Değdi mi?
Halbuki bu işin buraya varacağı ve ABD’nin sizi kandıracağını bir çok insan söyledi ama siz ısrarla bu tuzağa gittiniz.
Saadet Partisi eski genel başkanı Mustafa Kamalak Esed’in yanına gidip bu kavga büyümesin milletinle barış ABD oyununa gelme diye arabulucuk ettiklerinde sizleri de uyarmış bu ABD ve İsrail yapımı tuzağa düşmeyin demişti.
Ve yıllar geçti biz (Milli Görüşçüler) yine haklı çıktık, bakınız yine kandırdılar sizi.
600 bin kişi öldü millet vatanından edildi, Suriye BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) için boşaltıldı şimdi hadi ateşkes yapalım hadi barışalım dediler.
Peki sayın Cumhurbaşkanım niye ısrar ettiniz, 5 yıl bu ABD kafiri sizi gazladı, Esed düşecek arkandayız dedi, oradaki katliamlara ve sinsi oyunlarına bizi alet etti ve olan 600 bin cana milyonlarca insana oldu.
Değer miydi?
Zamanında masaya oturtmayı becerseydiniz milyonlarca Müslüman ah etmeyecekti.
Evet şimdi masaya oturacaksınız ama o ahlarında bir bedeli olacak çünkü Allah gözü yaşlı, yüreği yanmış, mazlum edilmiş kimsenin ahını yerde koymuyor.
