Bu haftaki yazımı yazmak için oturduğumda twitter da neler var diye şöyle bir bakayım dedim.
Bakmaz olaydım...
Önce Adana'daki yangın haberi sıktı canımı. Sonra da içimizi yakan evlatlarımızın vefat haberi. Sonrasında konuyu biraz araştırayım dedim. Yangın bir cemaat yurdunda çıkmış. Nasıl mı öğrendim. Dine ve dindarlara saldırma konusunda mahir olan arkadaşlar twitter da hemen bir hactag açmışlar. (Tarikat yurtları kapatılsın!) herkes ağzına ne geliyorsa yazmaya başlamış. 15 Temmuz bazıları için iyi bir fırsat oldu. FETÖ'nün ihaneti üzerinden diğer cemaat ve tarikatlara potansiyel tehlike muamelesi yaparak saldıran bir güruh var. Buldukları her mikrofondan, gördükleri her kameradan, tuttukları her köşeden tasavvuf ehline, hunharca saldıran bu güruhun gayesi samimiyetle Rıza Ullah için çalışan tüm tasavvuf ehli tarikat, cemaat ve vakıfları zan altında bırakmak. Peki bunu neden yapıyorlar? Cevap çok açık ve net devlet kadrolarında görev alan inanan insanları yıpratabilmek.
Daha cemaatin ne demek olduğundan haberi olmayan, tarikat denince öyle bir şey hala bu çağda var mı diyen, ağzından Mevlana'yı, Yunus Emre'yi, Abdulkadir Geylani'yi düşürmeyen tuhaf bir kitleden bahsediyorum. Bu kitlenin zihni zannımca şöyle çalışıyor; FETÖ bir kişinin arkasından giden insanlardan oluşan bir yapıdır ve devleti ele geçirmeye çalışmıştır. Tarikatlar, cemaatler, vakıflar da bir kişi ve arkasından giden insanlardan oluşur, o zaman onlar da devleti ele geçirmek isteyebilirler. Bu kadar basit. Bu zihniyete desek ki: bir adam şarap içip cinayete teşebbüs etti diye, üzüm bağının önünden geçen her insana katil mi diyeceğiz. Mesele bir kaç haftalığına kapanır. Çünkü, içinde üzüm, cinayet, katil, bağ, şarap, FETÖ, gibi cümleler kurulduğu an adamların kafası direk tersine çalışmaya başlar. Cemaat, tarikat, vakıf, dernek oluşumları Allah rızası için hizmet yapmaya başlarsa adamların işleri tersine gidecek. Ve ehlisünnet yayılmaya başlayacak. Buda kendilerinden başka kimsenin ön planda olmasını istemeyen güruhu rahatsız edecek. İslami gibi görünen, İslam'ın içinde ne varsa ellerinin tersiyle kenara atan bu adamlar tüm bu hizmetleri FETÖ terör örgütüyle aynı kefeye koyup tartacak kadar basiretsiz ve ferasetsizler. Bunları gene bir nebze anlıyorum adamların dertleri belli. Birde bu yöntemle tarikatlara ve cemaatlere saldıran radikal laik arkadaşlar var. Bütün dini hayatları cenaze namazlarında Caminin avlusundan ve eve gelen gündelikçi hanımın başörtüsünden ibaret olan bu kesimde devlet kadrolarındaki inanan memurları ve yapılan inanç reformlarını yermenin tamda zamanı deyip vurdukça vurmaya başladılar. AK Parti'li yıllarda boğazlarına düğümlenen düğüm 15 Temmuzla çözüldü ve sağlam bir bahaneyle devlet kadrolarındaki inançlı memurların ayıklanması gerektiğini yüksek bir perdeden dillendirmeye başladılar. Dindar diye bilinen birisinin bulaştığı en ufak bir olayı buldukları her mecrada tüm cemaat ve tarikatların üstüne yıkmak için mesai harcamaktan kaçınmayan bu basit zihniyet tüm dindarları Fetocu ilan etmek istiyor. Bu yangın bahanesiyle içlerinde tuttukları kini twitter da açtıkları hactag yoluyla bir kez daha kustular. Ona da eyvallah diyelim. Herkesin görüşüne saygı duymak lazım elbet. Ancak her şeyin bir sebebi ve sonucu olmalı. Bunlar tarikatlara, cemaatlere, dindarlara neden saldırıyor?
İşte can alıcı bir soru. Bence hadisenin bamteli tamda bu sorunun cevabında saklı. Erdoğan düşmanlığından başka bir şey değil bu. Dindar olup ya da dindar görünüp Erdoğan'ı sevmeyen bu tipler basit bir hesap yapıyor: AK Parti'ye oy veren, Reis'i sevip dua eden, mesele devlet ve millet olunca meydanları dolduran kitlenin en az yüzde yetmiş beşi ya bir tarikat ve cemaatin mensubu, ya müntesibi yahut muhibbi hiçbiri değilse bile, onlara kem söz söylenip yan bakılmasından rahatsız olan insanlar.
Erdoğan'ı sevmeyen dindarlar, yada dindar gibi görünenlerin büyük bir kısmı ve malum kesim bu kartı her olayda oyuna sürüyor. Tarikat ve cemaatlerin mensupları arasında sıra bize de mi gelecek endişesinin büyüyüp yayılması, hesapta Tayyip Erdoğan'ın arkasında saf tutan işte bu kitlenin zayıflaması manasına geliyor ve bu adamların ekmeğine yağ sürüyor. Bunun için yüklendikçe yükleniyorlar. Motto belli: Yalnızlaştır, mağlup et!
En kapsamlı ve zekice çalışanlar bunlar. Yaptıklarıyla milyonlarca insanı tedirgin ediyorlar, FETÖ'ye destek oluyorlar, CHP'nin ağzına sakız veriyorlar, 'ya şimdi de yanılıyorsan' deyip Cumhurbaşkanı'nın üzerinde bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar.
Bir taşla kuş katliamı…
Diyeceğim o ki; birisi çıkıp da safiyet ve berraklığı 14 asırla perçinli tasavvuf yolunu bu karanlık yapı ile herhangi bir şekilde mukayese etmeye kalkarsa kendinize şu soruyu sorun: Bu kişinin devlet, millet ve Reis'le derdi ne?
Bu kadar mı, meselenin başka boyutları yok mu diyeceksiniz. Var elbet ama bu yazıya sığmaz. Nasipte varsa onları da bir başka yazıda konuşuruz. Selam ve dua ile.