Ta ki bir yıla yaklaşan Gazze’deki İsrail soykırımına kadar. Kur’an’ın böyle de bir özelliği var, her okuduğunuz da anlamaya bir adım daha yaklaşıyorsunuz, söylenmek istenileni daha net anlıyorsunuz.
Beşeri dünyamızda engellilere çeşitli adlandırmalar, çeşitli tanımlamalar yapsalar da hiçbiri bizi anlatmaya ve anlamaya yetmez. Bizim üzerimizden en güzel tanımlamayı Kur’an da Rabbimiz yapıyor. Bir nevi biz engellileri de temize çıkarıyor, ne kadar şükretsek azdır.
Öyle ya! Milyarlarca insanın gözü önünde resmen bir vahşet yaşanıyor ama resmi yollarla hiçbir önlem alınmıyor, alınamıyor. İnsanlık adeta sağır, dilsiz ve kör olmuş, kalpleri de hiçbir şeyi hissetmiyor. Anne karnında doğamamış bebeklerin yaşama hakkı gasp ediliyor, sokakta oynayan çocuklar İsrail bombalarıyla uyutuluyor biz sokak köpekleri uyutulsun, uyutulmasın tartışması yapıyoruz. Çocuklar için güvenli olmayan sokaklar diğer canlılar için nasıl güvenli olsun ki?
Peki, insanlık bu zulme neden sessiz?
Buna cevap verebilmek için tarihi arka planını çok iyi bilmek ve analiz etmek gerek. Siz bakmayın aylardır uzmanların kanal kanal dolaşıp yaptığı analizlere, kime yarıyorsa? Onların tartıştıklarının dışında bir analiz yapacağız. Yıllarca oluşturulan toplumsal algı mevcudu anlamaktan öte gidemez de zaten. Toplumları avutup uyutuyorlar. Yine de isabet ettikleri noktalar yok değil.
İster beğenir ister beğenmezsiniz, doğruları yanlışları ayrı bir tartışma konusu lakin Osmanlı yıkılana kadar o coğrafya da adı Suriye, Ürdün, BAE, Katar, Filistin vs gibi devletcikler yoktu. Hepsi Osmanlı tebasıydı. (Suriye de ne işimiz var diyenlerin hamaset köpürtmekten başka yaptığı bir şey yok). Osmanlı yıkıldıktan sonra batılı emperyalistlerin cetvelle çizerek başlarına da kendi diktatör rejimlerini kral, devlet başkanı gibi atadıkları sömürge ülkeleri ve valileri hepsi. En köklü medeniyete ve devlet geleneğine sahip üç ülke hariç. Mısır, İran ve Türkiye.
Orta doğu da adı konmamış bu savaşta batının dahline biraz sonra değineceğiz. Önce coğrafya ülkelerinden başlayalım istiyorum. Adı İslam halkı Müslüman olan ülkelerin tamamı Müslüman değil, bu gerçeği göz ardı etmemek lazım. Müslümanların da hepsi Kur’an da tarif edilen Müslümana uymadığı da başka bir gerçek. Zira coğrafyada doğan herkes otomatik müslüman. Araştırma yok, öğrenme yok atalardan ne gördülerse dini o zannediyorlar. Peygamber efendimiz müşrik atalarının dinini düzeltmek, Kur’an ile yeniden düzenlemek için gönderilmişti.
Önceki dinleri tahrif edenler Kur’an’ın getirdiği dini boş bırakacaklar mı, elbette bırakmadılar. Üstelik önceki tahrif ettikleri ve uydurdukları din algısıyla Müslümanları da kandırdılar. Hz. İsa’yı çarmıha geren Yahudiler, Mesih olarak tekrar yeryüzüne ineceğine inananlar Yahudi ve Hristiyanlar. Bu algıyı Mehdi gelecek diye de İslam kaynaklarının içine yerleştirmişler. Ne gariptir ki İsrail mesihi kendilerinden çıkacak diye beklerken İranlılar da Mehdiyi kendilerinden çıkacak diye bekliyor. Beklesinler sıkıntı değil de toplumlarını kendi ideoloji ve iktidarlarına meşruiyet kazandırmada kullanıp ekonomik savaşlarına kalkan olarak kullanıyorlar.
Kısa not sonra devam;
Malumunuz bir yılı aşkın süredir teşhis konulamayan bir hastalığımız var. Bu yüzden başlayıp da bitiremediğim çok yazı var. Bu yazıda onlardan biri. Önceki gün hastalığım bir hayli rahatsız etti, öyle ki hanım korkudan ambulans bile çağırmış. Neyse ki daha yiyecek ekmeğimiz varmış, devam.
Kaldığımız yerden devam. Mevzu sadece Mesih, Mehdi meselesi değil. Benzer birçok uydurma din algısıyla Müslüman coğrafya İslam inancından uzaklaştırıldı. Üstüne bir de İnternet ve sosyal medyayı Müslümanların eline oyuncak gibi verilince adeta sinir uçları köreltilmiş oldu. Sadece bununla da yetinmemişler, sahte cennet algısıyla bütün sorumluluktan soyutlanmış, kıl namazı ye her haltı tipler üretmişler. Kur’an da Rabbimiz inananlara sorumluluklar yüklerken bunlar uydurdukları kandillerde yaptıkları dua seanslarıyla topu tekrar Allah’a gönderiyorlar. Akıl ve iradeleri ipotek altında olan coğrafyanın Gazze diye bir derdi olur mu?
Şunu da söyleyip bizimle ilgili bölümü geçelim. Mehdi gelmeyecek arkadaşlar. Şuan aktif üç dinin mensuplarının bekleyebileceği önemde bir konuyu Kur’an’ın ıskaladığını düşünen varsa hemen imanını kontrol etsin. Çünkü böyle bir bilgi Kur’an da hiçbir yerde bahse konu bile edilmezken Müslüman'ın sorgulamadan buna inanması akıl tutulmasından başka bir şey değil. Yahudi ve Hristiyan kaynaklarında bolca bulabilirsiniz, çünkü orada varlar.
Batının demokrasi soslu dünyaya yutturmaya çalıştığı pembe hayalleri bitiyor mu?
Öncelikle şunu ifade edeyim ki, hiçbir zaman batıya güvenmedim. Gençlik yıllarımdan beri de büyük şeytan Amerika diye haykıran biriyim. Burada geçen gün aramızdan ayrılan rahmetli Mehmet Doğan ağabeyi de minnet ve şükranla yad ediyorum. Zira yanılmıyorsam lise yıllarımda 1979 falandı “batılılaşma ihaneti” kitabını okudum ve batıya bakış açımda önemli yer tutar.
Bugün İsrali’n yaptığı vahşeti anlamak için geçmişte batının izlerini sürülmesi yeterlidir.
Geçtiğimiz yüzyıla iki tane dünya savaşı armağan eden batılılar, Osmanlıyı yıkıp benim cennet vatanımı işgal edip paylaşmaya kalkan batılılar, Osmanlı bakiyesi topraklara orta doğu adını verip başlarına müstemleke valisi gibi yöneticiler ihdas eden batılılar, kara Afrika’yı baştan sona sömürgeleştiren batılılar ama çok şirin çok demokratlar, yersen. Şunu iddia edenler olabilir, ama onlar bilim ve teknolojide çok ileriler. Sadece ülkeleri işgal etmiyor çöktükleri ülkelerin beyinlerini de iğdiş ediyorlar. Yoksa çok akıllı olduklarından değil.
Böylesi vahşet sarmalı içindeki dünya halklarının yıllardır muhasara altında zulüm gören Doğu Türkistana duyarlı olmasını bekleyebilir misiniz? İnternet ve sosyal medya aracıyla beyinleri adeta kiralanmış toplumları Gazze için harekete geçirebilir misiniz? Sorun gerçekten çok büyük ama kamuoyları başka mecralarda havanda su döver gibi çözüm öneriyorlar. Yıllardır yazılarımda yazıyor sohbetlerimde dile getiriyorum, dünyanın en büyük sorunu Ahlak. Ahlaki toplumlar oluşturmadığımız müddetçe insanları bir birine kırdırmaktan başka bir şey yapamayız.
Evet bu yazı biraz uzun oldu lakin hastalıktan dolayı artık iki üç günde anca tamamlayabiliyorum yazıları. Hakkınızı helal edin. Kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...