17 Aralık 2010 tarihinde Tunus ile başlayıp, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Ürdün, Yemen gibi Müslüman, ortak özellikleri arap olan devletler ile devam eden ülkelerde bir süreç yaşandı. Adına Arap Baharı dendi.
Başta ABD olmak üzere, yandaş ve paydaş ülkeler tarafından dizayn edilen bu süreçte, binlerce Müslüman birbirine kırdırıldı, liderleri halkı tarafından linç ettirildi. Aklı cüzdanı ile vicdanı arasında sıkışmış cahil halk, adına özgürlük dedikleri, ancak daha sonra kendi boyunlarına takılacak olan boyunduruğun peşinde günlerce mücadele etmiş, sonuç olarak bugün ABD yandaş ve paydaşlarının uyduları haline gelmiştir. Gördük, yaşadık.
O günlerde yazdığım bir şiir de bu baharın belki ileride “Türk Baharı” na dönüşebileceğini yazmış, dikkatleri çekmeye çalışmıştım. 17/25 Aralık, 15 Temmuz Fetö olayları, ve şimdilerde dolar üzerinden ülkemize uygulanan operasyonlar.
İlk ikisinde halkında güvenini yanına alan iktidarın mücadelesi şer odaklarına karşı galip gelmiş, bu galibiyet başta ABD olmak üzere yandaş ve paydaş ülkelerinde adı konmamış bir korkuya neden olmuştur. Bugün döviz üzerinden ekonomik yaptırımlar yoluyla devletimiz çökertilmek istense de üstesinden bir şekilde gelinecektir. Zira bu defa ABD karşısında pısırık, vatan sevgisi nedir bilmeyen bir arap milleti ile değil, sınırlarını kan ile çizmiş bir millet, yüce Türk Milleti ile karşı karşıya. Bunun bilincindeler.
Bu süreçte, halkımızın yine desteği ile ipi göğüsleyecek Devletimizin idarecilerine bu milletin bir evladı olarak içimizden geçenleri bir manifesto halinde aktarmak istiyorum.
1 .- Halkımızın mali gücü ortadadır. Varsa yastık altında dolar altın ne varsa çıkarılacaktır.
Ancak, bir taraftan aldığı ihaleler ile zenginleştiği gibi, vergileri affedilen iş adamlarının da döviz rezevlerinin bir an önce kayıt ve kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu durum halkımıza örnek olacaktır.
2 .- Yüce Türk Milleti olarak Devletimizin isteği doğrultusunda lüks yaşamdan kaçınacaktır.
Başta Devletimizn bekâsı için çalışan büyüklerimiz olmak üzere, tüm milletvekili ve bürokratların maaşlarının öğretmen maaşı miktarı ile sınırlandırılması, yaptıkları harcamalarında Devletimizin kasasından değil, kendi bütçelerinden karşılanması bizlere örnek teşkil edecektir.
3 .- Halkımız ABD yandaş ve paydaş ülkelerinin tüm gıda ve sanayi mallarını protesto edecektir.
İslam coğrafyası üzerinde bu haçlı zihniyeti zulmünün bir an önce sona erdirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti Devleti İncirlik Üssünü bir an önce kapatmalıdır. Özellikle bu ülkelere ait otolar Devletimizin çatısı TBMM önünde makam aracı olarak bulundurulmamalıdır.
İç ve dış ihanet odaklarının, ülkemiz üzerinde oynadıkları bu oyuna karşı Devlet_Millet el ele olmak zorundadır. Elzem bir konudur. Toplumun uzlaşması şarttır. İktidar ve muhalefet el ele olmalıdır. Gerisini Türk Milleti halleder.
Benden söylemesi !...