Erkam YILDIRIM

Tarih: 01.08.2018 09:29

Deli gönül ile söyleşmeler

Facebook Twitter Linked-in

        Seher yeli eserken delice yüreğinin ateşine, aşın pişer beklersin. Bırak pişen aşın da seni  beklesin. İncecik bir yüreğe ilmek ilmek dokunmak lazım gelir. Naif nakışlar, Çağlayan bakışlar ürkütmesin aşını. Ateşin harcı, harlanırsa bir dem ile, bülbül öter güle, düldül ile. Yandırma aşını, kül eyleme, sabır eyle deli gönül. En azından edep , bekletsin seni. Hemen, hemhal eyler ise gönül, gülü de, bülbülü de yorar   ey deli aşık.. Bilmelisin ki Hemhal eylemek, eyle/emek iledir. Oradaki eyle duasıdır, emek ise şunu, eder isen anlamı katar ve içinde sabır barındırır yani. Şimdi bir an ile, senin ile hemhal eyleyelim. Zira hazırlandığını hissediyorum.  Ondandır bu cesaretim. Bir kuru yaprağa, bir çorak toprağa yada bir cansıza can katalım. Gelir misin benimle bu yolculuğa. Evet dediğini duyar gibiyim.. 

 

        Başlayalım o zaman... Cansızlardan başlayalım ne dersin..? Cansıza, canı yok demek hangi hüküm iledir ki.. .?  cansız olanı, canansız bilmek hangi hüküm iledir ki şaşarım. İnan anlamış değilim deli gönül. Oysa ki Cansızlar, can/sız olmadan evvel bir canda idi bilmez misin? Elinde ki kalemi düşün, tuvalinde ki resmi düşün, sayfalarında ki  arifin şiirine bak. Mesela Kalem, kalem olmadan evvel gövdesinde idi bir çınarın. Hem canlı idi, hem cananlı idi. Yaşadı, yaşattı zikretti, fikretti, Aşk etti. Sonra, Hani insanda ölür ya.. İşte  gövde de bir çınarın canı idi. Ancak Mevti takdir olunca kalem oldu. Suret değiştirdi. Mevti takdir oldu ama ey can...? Nice tarihleri, kavimleri hatta dinleri taşıdı ucunda. İncecik ilmek ilmek işledi her şeyi. Seni, beni bağladı, bağlattı, ağlattı, çağlattı, sonsuzluğu yüreğine nakış nakış anlattı.  Gerçekten de öyle değil miydi kalem..? Şimdi canı olmayan, cansız nasıl bunları yüzyıllarca yaptı bir düşünsene. Deli gönül bilmem ki dedi..! Demek ki bir can var içinde. Anlıyor musun şimdi. Yüzyılları can bildi, yani ölmedim ey insan burdayım der gibi. . Ama sabır ile aşk ile bekledi, bekletti sonra yer tuttu dünyada. Değil mi deli gönül dedim bele dedi garibim. İşte Aynen onun gibidir, aşın pişmesi, dervişin aşka erişmesi, sabrın, koruğu helva eylemesi yada cansız bildiklerimizin, içerinde bir can içermesi...Onun için, bunların da anlaşılması sabır iledir deli gönül. Aş pişmeden sofra serilmez değil mi gönül..? 

 

         Şimdi  de sana gelelim. Sende şimdi demelisin  ki,  bir cansızın, içinde can, canı içinde de canan olabiliyorsa, benim neden olmasın ki.. Neden mi..? Daha soruyor musun deli gönül... Çünkü sen insansın... Bir baksana, bir dokunsana içerine, bir gül bıraksana. Belki de  yıllarca aradığın  oradadır, seni bekleten yani Rabbin belki de bilerek beklemiştir ne dersin, birde böyle bakalım bence..  Şimdi soruyorum sana...İçinde sabır olmayan aş pişer mi hiç deli gönül..? Bir yari sevmek, zahmeti ile tatlıdır unutma. Çünkü aş pişiyor demektir, gün yakın demektir, seher yeli çağırıyor güneşi, gecenin koynundan demektir. Yani, aşın hazırlanıyor demektir. Sabret ey deli gönül beklediğin, onun beklediği olacak. Bilirim, korkma, sen delisin, haşinsin, nazlısın, nazdarsın ve zorlarsın. Ancak pişen aşın lezzetini bekle..! Zira eyl’ i emek ile tutabilirsin, emek ver ki, o eyl’ e kavuş.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —
G-GBGQR9HF6V