Ahmet DEMİRKAYA


Ben Öleyim Çocuklarım Ölsün

Bu başlığın altını dolduracak öyle çok veri vardı ki elimde hangisinden başlayacağımı bilemedim. Bazı yazılar gerçekten çok zor. Belki amiyane tabirle beş yüz kere yazıp siliyorsunuz, yazı uzadıkça uzuyor.


Bu yazı da onlardan biri. Bu yüzden önce sosyal medya hesaplarımdan şu ifadeyle bir paylaşımda bulundum devam edip etmeyeceğime karar vermek için, “madem ki kötülük dünya durdukça duruyor o zaman ben öleyim çocuklarım ölsün” diye. Tabi söz konusu ölüm olunca kimseden müspet tepki beklemiyorsunuz. Oysa hayatın en hakiki gerçeği ölüm.

 

Öyle de oldu, bir önceki yazımda da bahsetmeme rağmen ölmeye can atıyormuşum gibi “ölüm istenir mi”, “ ölmeye ne kadar meraklısın” ifadelerinin yer aldığı tepkiler geldi. Sosyal medya dilinin özgün Türkçemizi anlaşılmaz hale getirip nasıl katlettiğinin trajik göstergesi olsa gerek bu tepkiler. MEB’in bu konuya el atıp dilimizi sosyal medyanın tasallutundan kurtarması gerek. 

 

Hayatta, yaşamak da Allah’ın ilahi bir lütfu olarak insanoğluna vermiş olduğu haktır. Hangi gerekçeyle olursa olsun bu hak devredilemez, bir başkası tarafından gasp edilemez edilmesi dahi düşünülemez. Düşünülürse cinayet olur. Velev ki kişi kendi canına kıymak istesin, dinimiz buna dahi müsaade etmez. Allah’ın istemediği bir yanlışı benim istemem de mümkün değil. 

 

Peki asıl mesele ne, ne anlatmak istiyorum? Hadi ona geçelim.

 

Bu gizem “madem ki kötülük dünya durdukça duruyor, o zaman ben öleyim çocuklarım ölsün” sözüyle kendini ifade ediyor. Kendisine hayat hakkı verilen insanoğlu yeryüzünde yaşamaya başladığından itibaren olsa gerek kavga, kan ve gözyaşı hiç eksik olmamış. Adem (AS)’dan itibaren de Peygamberimize kadar birçok peygamber yeryüzünde bozgunculuk çıkaranları uyarmak için gönderilmiş. Lakin insanoğlu durmamış, durdurulamamış kavgalar, savaşlar kan ve gözyaşları dinmemiş.

 

Şurası da bir gerçek ki, dünyanın neresinde olursa olsun en çok mağdur olan kadınlar ve çocuklar oluyor. Savaşlarda, doğal afetlerde, aile içi çatışmalarda sokakta her yerde mağdur olan kadın ve çocuklar oluyor. Mağdur edenlerin sadece erkekler olduğunu iddia etmek daha vahim sonuçlar doğurur. Kadınların da çocuklara şiddet uygulayıp mağdur ettiği trajik vakıa.

 

Kadın yetişkin birey olduğu için mağduriyetinde her zaman masumiyet aranmaz. Çoğu kendi iradesiyle tercihidir. Ergenlik dönemine kadar bütün çocuklar masumdur, daha çok korunmaya daha çok sahiplenilmeye ihtiyaç duyar. Her şeyden önce çocuklar tomurcuk çiçektir. Ebeveynler bağrını toprak yapıp vaktinde sulayıp vaktinde vitaminlerini vermek zorundadır. Bunu yapamayan ebeveynler çocuklarının haklarını gasp edip mağdur ediyorlar.

 

Bu konuda Cumhurbaşkanının üç çocuk tezine katılmıyorum. Hatta aile ve sosyal politikalar bakanlığına öneride bulunuyorum. Evlilikler basit bir iştaha indirilmemeli, sorumluluğunu taşıyamayan kişilere evliklik ruhsatı verilmemeli. Evlilik çağındaki kadın-erkek fark etmeksizin evliliğin sorumluluklarını içeren eğitimler verdirilmeli. 

 

Hayatta en zor şey nedir diye soracak olursanız önce insan olmak sonra da anne-baba olmak derim. Boşanmanın moda olduğu günümüzde Sorumsuz anne babaların kurbanı çocuklar oluyor. Evlenmenin ihtiyaç olduğu kadar boşanmakta bir haktır. Ancak ne var ki çocuklar bundan etkilenmemeli, anne ve baba çocuklara eşit mesafede durmalı. Çocuklar taraf seçmeye mecbur bırakılmamalı. Gelişim çağındaki çocukların olumsuz olarak etkileneceği de göz ardı edilmemeli.

 

Çocukların mağduriyeti boşanmalarla da sınırlı değil. Ağrılı Leyla’nın, Diyarbakırlı Narinin Tekirdağ’da 2 yaşındaki Sıla bebeğin suçu neydi ki yaşama hakları ellerinden alındı? Bunlar zihinlere kazınanlar, ya unutulanlar? Bakamayacakları, sorumluluğunu taşıyamayacakları çocukların dünyaya gelmesine sebep olup sonrada yaşama hakkını neden gasp ederler anlamak mümkün değil.

 

Beş gün önce 6 şubat depreminin ikinci yıl dönümüydü. Düzenlenen etkinliğin sloganı “ unutmadık, unutturmayacağız” idi. Vallahi de unutuyoruz billahi de unutuyoruz. Ben 17 Ağustos Marmara depremini yaşayanlardanım. Kaç çocuk hayatını kaybetti bilen var mı? Ya da kaç kişi var hatırlayan? Unutmuş olmalıyız ki hiçbir tedbir alınmadığı Şubat depremiyle kendini gösterdi. İstanbul depremi için uyarılar yapılıyor, tedbir alınıyor mu?

 

Ya Bolu Kartalkaya Grand otel yangının da kaç çocuk hayatını kaybetti, hiç açıklanamadı bile. Hemen ardından Konya da bina çöktü, sebep? Yine vurdumduymazlık, yine sorumsuzluk. Allahtan orada çocuklar yoktu. Daha bizim görmediğimiz, duymadığımız nice çocuk ölümleri vardır kim bilir.

 

Önceki yazımda belirttim bir daha yazayım. Ben mesleğim gereği İlk yardım, iş güvenliği yangın ve arama kurtarma eğitimleri aldım. Emekli olduğum için aktif değilim belki ama hayatta olduğumuz için bu bilgileri etrafımla paylaşıp, yazılarımla da insanları uyarıp faydalı olmaya çalışıyorum. Kaç kişi kulak kabartıp dikkate alıyor dersiniz, hiç. 

 

Beş buçuk senedir de memleketim Ankara’dayım. Etrafımda gördüğüm olumsuzlukları bina sakinleri dahil olmak üzere herkesi uyarıyorum, tedbir alın diyorum. Binaların çoğu iktisadi ömrünü tamamlamış. Zaten çoğu da kat mülkiyeti kanuna göre yapılmamış, birçok eksiği var. Bizim binanın elektrik panosu çocukların erişebileceği seviyede ve sayaçların önünde cam yok, açıkta. Allah muhafaza çocuklardan biri elini soksa oradan “ sesimi duyan var mı” diye sesleneme den kömür olur ki zaten kimsenin duyduğu da yok.

 

Bunlar sadece bir örnek, daha fazlası da var çocukların hayatlarını hiçe sayan uygulamalarda. Parklardaki oyuncakların bakımsızlığı, sokaklar da araçların hız sınırın aşmaları, binalarda yangın alarmı veya yangın tüpleri gibi daha nice eksikler ki saymakla bitmez. Bendeniz de sorumsuz insanlara haklı olarak sesleniyorum, madem ki yaşama haklarına saygınız yok, illa ki birilerinin ölmesi gerekiyor o zaman ben öleyim çocuklarım ölsün. Karunlara kalmayan dünya kime kalacaksa artık!

 

Hadi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...

 

 

Cenazeye giden ailenin evi alevlere teslim oldu

Yanan otomobilde sıkışan sürücüyü itfaiye kurtardı

Kocaeli Valiliği’nden deprem açıklaması

TEM’de seyir halindeki tırda yangın çıktı

Ünlü halıcıyı baltayla parçalara ayırıp asitle eritmişlerdi: İşte 6 sanığa istenen ceza

3 aracın karıştığı zincirleme kaza kamerada

TEM’de yavaşlayan trafik zincirleme kazayı beraberinde getirdi

Piyasa değeri yaklaşık 800 bin TL olan makaron ve elektronik sigara ele geçirildi

Kocaeli’de 1 kilo bonzai ele geçirildi

Tır, hastane otoparkına daldı: Sürücü alkollü çıktı, araçta ise uyuşturucu bulundu

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 30 24 1 5 44 77
2.Fenerbahçe 30 22 2 6 47 72
3.Samsunspor 31 15 10 6 8 51
4.Eyüpspor 31 14 9 8 15 50
5.Beşiktaş 30 13 7 10 12 49
6.İstanbul Başakşehir 30 14 10 6 10 48
7.Trabzonspor 30 11 10 9 12 42
8.Gazişehir Gaziantep 30 12 12 6 0 42
9.Kasımpaşa 31 10 9 12 -2 42
10.Göztepe 30 10 10 10 9 40
11.Konyaspor 31 11 13 7 -5 40
12.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
13.Kayserispor 30 9 11 10 -11 37
14.Rizespor 30 11 15 4 -13 37
15.Alanyaspor 30 9 14 7 -10 34
16.Bodrum FK 31 9 15 7 -12 34
17.Sivasspor 31 8 16 7 -12 31
18.Hatayspor 30 4 19 7 -25 19
19.Adana Demirspor 30 2 24 4 -48
1.Galatasaray 30 24 1 5 44 77
2.Fenerbahçe 30 22 2 6 47 72
3.Samsunspor 31 15 10 6 8 51
4.Eyüpspor 31 14 9 8 15 50
5.Beşiktaş 30 13 7 10 12 49
6.İstanbul Başakşehir 30 14 10 6 10 48
7.Trabzonspor 30 11 10 9 12 42
8.Gazişehir Gaziantep 30 12 12 6 0 42
9.Kasımpaşa 31 10 9 12 -2 42
10.Göztepe 30 10 10 10 9 40
11.Konyaspor 31 11 13 7 -5 40
12.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
13.Kayserispor 30 9 11 10 -11 37
14.Rizespor 30 11 15 4 -13 37
15.Alanyaspor 30 9 14 7 -10 34
16.Bodrum FK 31 9 15 7 -12 34
17.Sivasspor 31 8 16 7 -12 31
18.Hatayspor 30 4 19 7 -25 19
19.Adana Demirspor 30 2 24 4 -48

YAZARLAR