İlkokul üçüncü sınıfta iken adres bulma yeteneğim çok etkileyiciydi. O sebepten olacak ki babaannem “bugün beni bir yere götüreceksin hazırlan” dedi. Babaannemi anlatmaya kalkışırsam satırlara sığmaz. Hükümet gibi kadın derler ya,İlmiyle, imanıyla, kadınlığıyla ve anneliğiyle bambaşka özel bir şahsiyettir.
Hazırlandık ve çıktık. Ziyaretine gittiğimiz kişi felçli, yatalak, hasta ve çok güzel yüzlü bir kadındı. Duvarda kocaman bir Kâbe resmi asılıydı.
Yatalak hastanın eşi geldi ve “siz bakmayın onun yatalak olduğuna, geçen yine Kâbe’deymiş, orda görmüşler” diyerek duvardaki resmi gösterdi. Kafamda çakan şimşekler!! Tek başına ihtiyaçlarını göremeyen bir insan nasıl olur da yataktan çıkmadan Kâbe’de olabilirdi? Subhânallah!
Evet, sübhan olan Allah! Her türlü noksanlıktan münezzeh olan Allah… zamandan ve MEKÂNDAN MÜNEZZEH OLAN ALLAH… O GÜN BİR KEZ DAHA, BİR KEZ DAHA İMKANSIZLARIN MÜMKÜN OLDUĞUNU idrak ediyordum. Muhteşem bir şeydi.
Mekânı aşarak bir anda başka yerlerde görünebilmek eylemini pek çok mübarek zât yaşamıştır, buna tayy-i mekân denir.
Manen terakki ederek, melekleri geride bırakan bir ruh, onların gayet rahatlıkla yaptığı bir işi niçin yapamasın ki! Bir anda birkaç mekânda neden bulunamasın ki?Ve aklımıza hemen Somuncu Baba geliyor değil mi? Onun hikayesinden bahsedelim biraz:
Bursa da her gün çarşıya gelip “somun(ekmek) var müminler, somun var!” Diye ekmek satan manevi bir şahsiyet olan Somuncu Babanın kerametlerini bilen kimse yoktu.
Bir gün Yıldırım Bayezid in damadı Emir Sultan (halkı din yoluna çağıran ayrı bir ulu şahsiyet) hazretleri elinde bir çömlekle Somuncu Baba’ nın fırınına çıkagelir. Ekmeklerle birlikte çömlekteki yemeğin de pişirilmesini ister. Somuncu Baba küreğin üzerine koyduğu çömleği fırına sürmeye çalışsa da nafile! Bir türlü çömleği fırına sokamaz. Sonra Emir Sultan’ın yüzüne tebessüm ederek “buyur” der. O da küreği alır ve çömleği koyup kolayca fırına sürer. Sürer de fırın da ateş yoktur, buz gibidir. Somuncu Baba’ ya bakar ve tebessüm eder. O da cevaben “bekle… az sonra pişer” der. Kalpleri ile buluşan halleriyle, Gönül diliyle konuşan bu insanların hallerini, akıl izah etmek için yeterli değildir
Akılla izahı olmayan bu halleri ancak kalp ehli olanlar anlar. Devam edelim.
Niğbolu Zaferinin anısına Bursa Ulu Cami’ yi yaptıran Yıldırım Bayezid, açılışı veli kişi olduğunu bildiği damadı Emir Sultan yapsın, cemaate namaz kıldırıp, vaaz etsin ister. İster ama, bazı şeylerin ayan olma zamanı gelmiştir.. Emir sultan hazretleri ile Sultan arasında bir diyolag geçer
_"Sultanım! Bu şerefi Şeyh Ebu Hamideddin-i Aksaray’ı Hz. ne vermelisiniz.
-O zât kim ola ki?
Belki bilirsiniz Sultanım… Somuncu Baba derler. Ulu Cami işçilerine ekmek satarmış. İşte bu zât odur!” diye Somuncu Babayı işaret eder.
-Ne ettin Emirim, bizi ele verdin! Diye Somuncu sitem eder.Büyük tevazu sahibi olan Somuncu Baba cami açılışını yaptıktan sonra kürsüye çıkıp vaaz ve nasihatleriyle herkesi hayran bırakır rivayete göre caminin her kapısından aynı anda çıkış yapar. Ve o diyarlardan kaybolur bir daha gören olmaz. Bir de yaptığı vaazın içeriğine girersek orası sırlarla doludur, yedi tabakaya hitap ederek anlattığı muhteşem bir vaazdır.
Allah'ın verdiği ihsanlarla zaman ve mekanda atlamalar yapan bu insanlar bunların bir marifet olmadığını hep dile getirmişlerdir asıl marifetin Allaha kul olduğunu hep vurgulamışlardır.
Günümüzde astral seyahat olarak karşımıza çıkan ruhun özgürleşerek başka mekanlara ve boyutlara geçme eylemi vardır. Herkes için merak konusudur büyük bir marifet olarak düşünülür..Öyle mi değil mi siz karar verin.
Nasıl yapıldığına gelince, yapabilesiniz diye değil anlayabilesiniz diye tarif edeceğim.
Hiçbir şekilde ışık,ses girmeyen bir odada sert bir zemine uzanılır. Kesinlikle sizi rahatsız etmemeleri gerekir. Geceleyin değil sabahın o nurlu saatlerinde yapılmalıdır Daha önceden odanın bir yerine size buranın sizin odanız olduğunu hatırlatacak bir nesne koyarsanız gördüklerinizin gerçek olduğunu daha iyi anlarsınız. Örneğin bir elma, bir top olabilir.
Birkaç gün öncesinden hayvansal tüm proteinlerden uzaklaşılır vücut detoks yapar ardından astral seyahat yapılmak istenilen bir gün öncesi uykusuz kalınır.Uykunuzu iyi alın diyen bir kesimde vardır.
Bunu siz kendinize özgün hale getirmelisiniz yani size göre hangisi daha uygunsa seçmelisiniz.Ayrıca bu konuda olumsuz tavsiyelerden biri uyku ilacı alarak astral seyahate çıkmaya çalışmaktır. Bunu yapanların başarı seviyesi çok daha düşüktür.
Uzanmış vaziyette nefese odaklanılır sadece nefes!! Nasıl alıp verdiğiniz önemli değil kaç nefes alıp verdiğiniz önemli değil sadece nefes alışverişinizi odaklanan düşünceyi odaklamak amaçlıdır Ve tüm düşüncelerden arınmaya çalışılır.Saati belli aralıklarda kurarak uykudan uyanma yeteneği geliştirilir. Yani tam uykuya daldığınız anda uykunun uyku olduğunu anlamak için uyanmanız gerekir. Bunu üçbeş kere yaptıktan sonra çok derin bir hal olur ve artık farkındalık vardır. Çok derin uyku haline geçtiğinizde ruhunuzun yatağın içine gömüldüğünü ve bedeninizin yukarısına çıktığını bunu defalarca yaptığınızı görmeniz gerekir. Bu gevşeme evresidir, sonrasında orada ne yaşarsanız yaşayın kesinlikle korku olmamalı korkarsınız yapamazsınız. Yavaşça ruhunuzun size bağlı olarak bedeninizden ayrıldığını, çıktığını görün bu arada gördüğünüz şeylerin rengi farklı bir boyutta olduğu için normal renklerinden daha farklı gözükebilir mor, mavi gibi..İlk etapta tüm görüntüler ters olarak görülecek şekilde kendi bedeninizden çıkarsınız (ruh olarak). İlk çalışmalarda (belki birkaç ay) kesinlikle astral seyahatte odanızdan dışarı çıkmamanız önemlidir. Diğer odalara duvarlardan şeffaf bir geçişle geçip uyuyanlara bakabilirsiniz.
Kendi odanızda koyduğunuz nesne herneyse onu gözlemlediğinizde bunun bir rüya olmadığını artık astral seyahat yapabildiğinizi anlarsınız. Korktuğunuz an bedeninize mutlaka dönmelisiniz. Bu iş sabır işi belki bunu yapmak için bazen bir yıl harcamanız gerekebilir herkes için çok kolay değildir Normal boyutta göremediğiniz bir sürü enerjileri orada görebilir endişeye kapılabilirsiniz.
Beşinci boyut olarak tabir edilir gidilen yer. Orada negatif enerjiler dediğimiz üzere çok olacağı için sizin gibi başıboş ruhları ele geçirmek onlar için çok kolay olacaktır çünkü orada kuvvetleri daha fazladır. Dikkat edin kuvvetleri oraya münhasırdır gerçek dünyaya onları getirmezsiniz. Bu işin en güzel tarafı dünyanın bir ucunda çok sevdiğiniz bir arkadaşınız akrabanız var ise bu seyahat sayesinde oralara gidip onları görebilirsiniz ve yaptıklarını izleyebilirsiniz eve dönüp kendi bedeninize girdiğinizde uyanırsınız Ve onlarla bu deneyiminizi paylaşabilirsiniz.
Zamanın genişlemesi ve tayyi mekanı peygamberimiz (sallallahu aleyhi vesellem) en güzel Miraç'ta yaşamıştır bir gün o konuyu güzel bir şekilde sizinle paylaşmak isterim çünkü inanılmaz muhteşem!..
Muhabbetle kalın, sevgi ve saygılarımla...