Pandemi sürecinin ilk başladığı dönemlerde, Çin’de yolda yürürken yere düşüp ölen veya bayılan insanlar vardı. Ve tabi daha sonra Corona muhabbetleri başladı. Vakalar daha tek tük iken ben o dönemlerde 5-6 kişilik bir arkadaş grubumuzla konuşurken şunları söylemiştim.
Bu olay bir kaosun ayak izleridir. Bu olay tüm dünyayı sarar. Bana Türkiye’ye gelir mi? dediler. Bende evet gelecek ve kaos ortamı olacak demiştim. O abilerim bu konuştuklarımı iyi bilir. Gerekirse isim isim belirtirim onları da.
Tabi sonraki dönemlerde, onlar bizde vaka çok az dediler. Bende 1 milyondan fazla vaka ve yüzlerce ölüm olayı yaşarız demiştim. Maalesef milyonlarca vaka ve binlerce ölüm oldu.
Peki neydi beni böyle düşündüren ve konuşturan? Ben bu olaya en başından beri bir proje demiştim. Ve bu proje biyolojik bir silah demiştim. Aradan aylar geçti ve yine diyorum bu bir biyolojik silahtır insanları yok etme planıdır.
Dünya nüfusundan şikayetçi olan ve bu konuda yıllar önce kendi sitelerinde bile yazılar yazan Bill Gates gibi insanlar şimdi aşı bulduk insanlar kurtulsun diye uğraşıyormuş! Milyarlarca dolar yardım ediyormuş! Tabi yerseniz!
Dünya siyonizmi yeryüzünün en büyük mikrobu ve insanlık alemi için en büyük tehlikedir. Yahudiler kendilerinden olmayan herkesi, kendilerine köle olarak görürler. Hatta bizim suyumuzu, yiyeceklerimizi, petrolümüzü tüketip bitiriyorlar diye feryat ederler. Çünkü kendi inançlarına göre dünya onlara ait, onlarda üstün bir ırktır. Bu Yahudi (Siyonist) ler şimdi insanlığı kurtaralım adı altında aşı üretmişler.
Hayır yalan! Aşı zaten hazırda vardı. Önce ürettikleri hastalığı yaydılar, insanlığı kaosa ve çöküşü doğru götürdüler. Korku ve panik reklamlarını iyi yaptılar daha sonrada korkup çare arayanlar yine bunların ürettiği aşıya yapıştırıldılar.
Aşı vuruyorlar ama başka bir etkisi olmadığına dair garanti veren bir devlet yok. Üretende garanti vermiyor alan devlette. Eee ama aşı olmak zorundaymışız niye? Dsö (Dünya sağlık örgütü) Siyonist bir kurumdur. Onların emrindedir. Her ülkeye şube açarak bu süreci onlar kendi istedikleri gibi yönetti.
Satılan hijyen ürünlerinden tutun ki, her türlü ilaca, maddeye illa da onlar onay verdi. Ve bu sayede birçok kendi firmaları kar etti. Yani bir taşla birçok kuş vurdular. Şimdi ise aşı ile ne vurdukları belli olmayan ve hiçbir yetkilimiz tarafından, iddia edilen ‘Kısırlık, Kronik hastalık, Kanser’ gidi risklerin olmayacağına dair hiçbir garanti yok. Adamlar zaten biliyor ki, Türkiye grip aşısını bile ithal ediyor. Kim araştıracak? Hangi teknik ile bu aşının içeriklerini bilecek? Hangi tıp ehli bu aşının ileride ne riskleri olabilir onu bilecek? Yani bu aşıdan ölünse kim ne bilecek? Bir sürü muamma ve iddialar varken, bunların hiç birine garantide yokken. O zaman kusura bakmayacaksınız aşıya kimseyi zorlamayacaksınız. Önce bu iddialar için garanti verin sonra vurulsun milletimiz… Kim bilir belki de ileride, özür dileriz bu aşıyı vurmakla hata etmişiz bile diyeceksiniz!