Yıllardır bu ülkede kelime oyunlarıyla insanlar kandırılıyor. En katmerlisini de sayın bakan Şimşek “azdan az çoktan çok” sosuyla anlatıyor yeni vergi paketinde. Üstelik rahmetli Özal’ın KDV’si ile çıkardığı vatandaşın mutemetliğini cezalandırarak ekstra iş ve harcama yükleyerek.
Açıklamalardan da anlıyorsunuz ki iş veren veya esnaf müthiş vergi kaçırıyor. E bu yıllardır böyle, bunu vergi kaçıranda, hükumetlerde vatandaş da biliyor. Engelleye biliyor musunuz, ya da niye vatandaşı esnafla karşı karşıya getiriyorsunuz? Vergi kaçırana 10 bin, fiş almayana 5 bin tl ceza. Peki ikisi arasında anlaşınca ne olacak? Üçüncü bir ispiyoncu mu arayacaksınız?
Kaldı ki vatandaş fiş veya fatura istediğinde 750 liralık ürünün fiyatı olacak bin lira. Yani esnaf muhtemel bir şikayette kendini garantiye alıp ceza parasını baştan tahsil edecek vatandaştan. Zaten iğneden ipliğe vatandaş aldığı her ürünün vergisini de kdvsini de ödüyor, esnaf veya iş veren mi ödüyor?
Serbest piyasa ekonomisi ya ne yapsanız dikiş tutmuyor. Balık baştan kokar misali çözümü başta aramayıp, bataklığı kaynağında kurutmak gibi köklü çözümler üretmek varken zaten kıt kanaat geçinen vatandaşın üzerine yüklendikçe yükleniyorsunuz. Bu nasıl adalet, sizin bürokratlarınız, memurlarınız ne işe yarıyor?
Şimdi ben bunları yazıyorum diye iktidar yanlıları veryansın edecekler. Lakin muhalefette çok masum değil burada. Biliyorlar ki iktidara gelirlerse onlarda aynı manzarayla karşılaşacaklar. Bu yüzden olsa gerek vatandaşın mağduriyeti üzerinden iktidara yükleniyorlar. Onu biz yapıyoruz buradan siz siyaset yapın.
Ankara da muhalif bir vekil tasarruf tedbirlerine biz vekillerden başlayın diye video çekip sosyal medya da dolaşıma sokmuş. O işin öyle olmadığını sende biliyorsun sayın vekil. Meclis bütçe komisyonuna verirsin dilekçeni, örneğini de bize gönderirsin biz de kamuoyuyla paylaşırız. Varsa başka çözüm önerileriniz onu da yayınlayalım.
Yoktur, bugün ki siyasal konjonktürde olamaz da zaten. Hiçbir siyasi irili ufaklı sermayeyi karşısına almaz, alamaz. Emeklinin tepesine çökmek en kolay. Zaten güçleri yok, ellerindekini de alıp iyice zayıflattığınız da sesi soluğu çıkmaz. Sizlerde onların mağduriyeti üzerinden rahat rahat 5 sene siyaset yaparsınız. Tabii bunun adı siyasetse!
O zaman en basit yöntemi biz söyleyelim. Tüm ürünler üretim sonrası bütün vergisi, girdisi çıktısı hesap edilip fiyat etiketlenerek çıksın. Türkiye’nin her yerinde de bu fiyat üzerinden satışa sunulsun. Vatandaşı mutemet yapacağınız vergi uzmanlarınız şirket muhasebelerini ve serbest muhasebecileri denetlesin. Sanırım esas düğüm noktaları buralar.
Tamam, pakette iyi düşünülmüş şeyler de var lakin bunların çoğunun uygulanabilirliği ve sürdürebilirliği yok maalesef. Aynen KDV de olduğu gibi sadece vatandaş ödüyor. Bakkal, manav marketler zaten fiş kesiyor. Vatandaşlar da çoğu alışverişlerini kredi kartı ile yaptığında slip veriliyor. Tadilat, tamirat işlerini kim takip ediyor?
Bakın size bir örnek vereyim. Evinize kapı, dolap banyo gibi işleri yaptıracaksınız. Size en yakın bir firmaya gidiyorsunuz. Ölçüyor, biçiyor hesap kitap yapıyor size 50 bin lira masraf çıkarıyor. O ürünlerin imalatının yapıldığı firmaya gidiyorsunuz 20 bin lira diyor. Üstelik ödemeyi kart üzerinden kendi malzeme aldığı firmanın POS cihazından alıyor.
Sayın bakan siz vatandaş olsanız hangisini tercih edersiniz? 20 bine yapan belki eksik gedik, çürük yarık bir iş yapacak ama vatandaş ucuz diye onu tercih edecek. 50 bin 20 bin liranın neredeyse 1,5 katı. Lakin vatandaş 5 bin lira ceza bile ödese 25 bin yapıyor. Yani yine 50 binin yarısı. Piyasa böyle üç kağıtçılarla dolu, nasıl çıkacaksınız işin içinden, vatandaşı yem ederek mi?
Yapmayın Allah aşkına siz de biliyorsunuz bu ülkede sorun ekonomik veya siyasi değil AHLAKİ. Sahi ahlaki tedbirleri içeren bir yasa paketi niye düşünülmüyor? Yoksa prim mi yapmıyor ya da oy getirisi çok mu düşük? Bence her şeye rağmen bir düşünün!
Haydi kalın sağlıcakla, selam ve dua ile...