15 Temmuz gecesi yaşanılan şey, bazı kesimlerce hafife alınmaya, önemsizleştirilmeye çalışılıyor. Başlatılan kalkışmanın başarılı olması halinde, neler yaşanacağıyla zerre kadar ilgili değil bu kesim.
İddialara göre o gece başarılı olsaydı ABD’nin çocukları, başımıza gelmesi muhtemel olaylar şunlardı;
◘ İngilizler, Güney Kıbrıs İngiliz üssünde Türkiye’deki vatandaşlarının can güvenliğini korumak amacı adı altında ülkemize gireceklerdi.
◘ DEAŞ denen terör örgütü, Feto’nun da yardımıyla ülkemiz sınırlarından içeri girerek, kaos ortamı doğmasına yol açmak üzere, büyük bir topluluğu hazır bekletiyordu.
◘ PKK terör örgütü, kalkışma başarılı olması halinde, koparacağı toprak parçasının hesabını yaparak, burada üstüne düşen kaos planında yer alacaktı.
◘ Suriye içinde bulunan İran yanlısı Şii milislerden de sınırdan geçmek üzere bu hareketin başarılı olmasını bekleyenlerin bulunduğu…
Yaşadığımız olayın basit bir darbe girişimi olmadığını, esasında Türkiye’nin emperyal güçler tarafından işgal edilmek olduğunu bazı kafalar ya anlamak istemiyor ya da başka amaçlara hizmet ediyorlar.
Milletin üzerine topla, tankla, uçakla saldıran bu hainlerin hesap vermesi için harcanan efordan fazlası, bu mücadeleyi sulandırmak, etkisizleştirmek için kullanılıyor. Bunu sadece bir kesimin yaptığını söylemek istemiyorum. Her şey ortada milletin gözü önünde cereyan ediyor.
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunun hepimiz farkında olmalıyız. Irak’ın George W. Bush Amerika’sı tarafından, nükleer silah bahane edilerek nasıl işgal edildiğini, demokrasi getireceğiz yalanlarıyla 3 milyon insanın nasıl katledildiğini, kadınların ve kızların ırzlarına nasıl geçildiğini, içimiz sızlayarak izledik maalesef. Irak hala için için yanıyor ve yakın bir zamana kadar da söneceği yok.
Yıllarca PKK belasını başımıza musallat edenler, yanına DEAŞ’ı eklediler. Yetmedi bir yeni bela daha geliyor ki bu hepsinden daha vahşet görüntüler ortaya koyacak. Bu defa da mezhep savaşlarını körükleyecek başka bir terör örgütü kurulmaya çalışılıyor. Ve inanın gerçek hedef, büyüyen, baş kaldıran, eskisi gibi yaltaklanmayan Türkiye.
Gidilen süreç siyasi saiklerle pozisyon alınacak süreç değil. Kurtuluş savaşımızı 100 yıl sonra yeniden vermek zorunda kalabiliriz, buna hazırlıklı olmalıyız.