9259,68%2,04
38,62% -0,07
43,80% 0,18
4175,32% -0,16
6739,09% -1,17
3 Kasım 1996'da Kuşadası'ndan yola çıkan ve Kemalettin Eröge Polis Okulu Müdürü Hüseyin Kocadağ'ın kullandığı 06 AC 600 plakalı 600 SEL Mercedes marka otomobil, Balıkesir'in Susurluk'taki "Havaalanı" mevkiinde Hasan Gökçe yönetimindeki 20 RC 721 plakalı kamyonla çarpıştı.
Kazada, Mercedes'i kullanan Hüseyin Kocadağ, üzerinde "Mehmet Özbay" sahte kimliği bulunan, kırmızı bültenle aranan katliam sanığı Abdullah Çatlı ve "Melahat Özbay" sahte kimlikli, sevgilisi Gonca Us öldü, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtuldu.
Sonradan kamuoyunda "Susurluk skandalı" olarak geçen kazanın ertesinde gelişen olaylar, Türkiye gündemine bomba gibi düştü. 12 Eylül 1980'den önce Ankara'nın Bahçelievler semtinde Türkiye İşçi Partisi üyesi yedi öğrencinin öldürülmesi olayına karışmak ve Abdi İpekçi'nin öldürülmesiyle İnterpol tarafından aranan Çatlı'nın bir polis şefi ve milletvekiliyle birlikte oluşunun nedenleri araştırılmaya ve tartışılmaya başlandı.
Suikast silahları
Kazanın ertesi gününde Mercedes'te içinde uyuşturucu olduğu iddia edilen bir paket, 2 MP - 5 marka otomatik tabanca, Sedat Bucak adına kayıtlı Sig Sauer ve Kocadağ'a ait Baretta marka ruhsatlı silahlar, Irak yapımı Tarık marka ve 22 milimetrelik Baretta marka iki tabanca, Özel Tim tarafından kullanılan çok sayıda mermi ve iki adet susturucu bulundu.
5 Kasım 1996'da Çatlı'nın Türk bayrağına sarılı cenazesi Nevşehir'de toprağa verildi. Aralarında İnterpol'ün kırmızı bültenle aradığı Haluk Kırcı ve BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu çok sayıda ülkücünün katıldığı cenaze töreninde, "Çatlı'lar ölmez" diye slogan atıldı. Kendisine yönelik eleştirileri ve Çatlı'yı tanıdığını reddeden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, "Ödülüm bu mu olacaktı?" dedi ve kısa bir süre sonra kızı Yasemin'in sağlık problemlerini öne sürerek görevinden istifa etti.
Kazayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 11 Kasım 1996'da "çete" soruşturması başlattı. Soruşturmada Bucak'ın korumalarından özel timci Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Oğuz Yorulmaz'ın, "kumarhaneler kralı" Ömer Lütfü Topal'ın öldürülmesiyle ilgili olarak Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan'la birlikte gözaltına alındıkları ancak dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın talimatıyla serbest bırakılıp Bucak'a koruma olarak verildikleri ortaya çıktı.
Araştırma Komisyonu
Siyasi partilerin, siyaset - mafya - polis ilişkilerinin ve Susurluk kazasından sonra ortaya atılan iddiaların araştırılması için verdikleri "Meclis Araştırma Komisyonu açılması" yönündeki önerge de TBMM Genel Kurulu'nda oy birliğiyle kabul edildi.
Kazadan yaralı olarak kurtarılan ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alınan DYP'li Bucak olaydan 12 gün sonra bir gece yarısı hastaneden kaçırılırcasına taburcu edildi. Uzun süre basınla görüşmeyen Bucak, ilk yaptığı açıklamada arabada bulunan silahların kendisine ve adamlarına ait olduğunu söyledi. Bucak, Kocadağ'ın Çatlı'yı gerçek kimliğiyle tanımadığını söyleyerek hakkındaki iddialara karşılık "Bana yargısız infaz yapılmak isteniyor" dedi.
24 Kasım 1996'da ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Macaristan'da bir otelin lobisinde bir kişinin saldırısına uğradı. Yılmaz'a saldıran kişinin Veysel Özerdem adlı bir ülkücü olduğu ve Yılmaz'ı Çatlı aleyhinde sözlerden dolayı yumrukladığını ileri sürüldü.
Çiller sahip çıktı
26 Kasım 1996'da çalışmalarına RP'li Mehmet Elkatmış başkanlığında başlayan TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu, olayla ilgili birçok kişinin ifadesine başvurdu. İfade verenler arasında Mesut Yılmaz, MİT görevlisi Mehmet Eymür, Sedat Bucak ve Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Çatlı da vardı.