G-GBGQR9HF6V
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamın 3'ü Irak, biri Mısır vatandaşı DEAŞ mensubu 4 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianameye göre Irak uyruklu Jamal Balasım Mohammed El-Rubaye, 15 Aralık'ta hırsızlık şüphesiyle gözaltına alındı. Karakoldan kaçan El-Rubaye'nin yakalanması için polis ekipleri teyakkuza geçti.
Bu olaydan iki gün sonra polis, Mamak ilçesinde kağıt toplamak için kullanılan elektrikli bisiklet kullanıcısı Oday Ammer Abdullah Al Gburı'yi durdurdu.
Bisikletin kasasında iki kişinin saklandığını tespit eden polis, bunların karakoldan kaçan El-Rubaye ile dini nikahlı eşi Mısır uyruklu Esraa Mohamed Khaled Hamed Badawy olduğunu belirledi.
Şüphelilerin üst araması esnasında El-Rubaye, iki cep telefonunu parçalayarak kullanılamaz hale getirdi.
Daha sonra evleri aranan şüphelilerin dijital materyalleri ile fotoğraf makinesine el konuldu.
Ayrıca Hamed Badawy ile irtibatı olduğu anlaşılan önceki eşi Abdolwahhab Abbaas Al-Ezze de şüphelilerin ifadesi doğrultusunda gözaltına alındı.
Dijital materyallerin incelenmesinin ardından 4 şüphelinin de DEAŞ ile irtibatlı oldukları ortaya çıktı.
Şüphelilere ait bir flaş bellekte ise bomba tarifinin yer aldığı dosyalar ile canlı bomba yeleklerine ait fotoğraflar ve çok sayıda örgütsel doküman bulundu.
"İntihar eylemi yapmak istiyordu"
Jamal Balasım Mohammed El-Rubaye, yaklaşık bir yıl önce yasa dışı yollarla sınırı geçerek Eskişehir'e geldiğini, burada hurdacılık yapmaya başladığını söyledi.
Burada tanıştığı Esraa Mohamed Khaled Hamed Badawy ile dini nikah kıydığını anlatan El-Rubaye, bir süre sonra eşiyle Ankara'ya yerleştiğini ifade etti.
Yakalandığı sırada telefonlarını neden parçaladığına ilişkin soruya El-Rubaye, "Olay tarihinde Oday Ammer Abdullah Al Gburı'nin üç tekerli motoruyla emlakçıya giderken polis tarafından yakalandık. Üzerimdeki cep telefonunda eşim ve benim uygunsuz fotoğraflarımız olduğundan telefonu kırdım. Telefonu bu şekilde imha etmeye çalışmamın başka bir sebebi yoktur. DEAŞ'a katılmadım ve faaliyette bulunmadım." cevabını verdi.
Sanık Abdolwahhab Abbaas Al-Ezze de 3 yıl önce Türkiye'ye kaçak yollardan geldiğini söyledi.
DEAŞ mensupları hakkında bilgi toplamak için örgüt üyelerinin kullandığı Telegram grubuna katıldığını belirten Al-Ezze, bu şekilde örgütle bağlantılı şahısları Irak'ta istihbarat müdürü olarak görev yapan dayısına ilettiğini iddia etti.
İstihbarat faaliyeti kapsamında DEAŞ'lı bir kadınla evlenmek istediğini örgüt mensuplarına söylediğini aktaran Al-Ezze, kendisine sanık Hamed Badawy'in önerildiğini ifade etti.
Hamed Badawy'in evlendikten sonra Suriye'ye giderek intihar saldırısı gerçekleştirmek istediğini kendisine söylediğini bildiren Al-Ezze, şöyle devam etti:
"Bana 'Kendimi patlatacağım' demişti. Ben de 'Evlenmek isteyen çocuk ve güzel bir hayat ister. Neden böyle bir şey istesin? Onlar için kendini öldürmeye değmez' dedim. Daha sonra onu düşüncesinden vazgeçirdim. Bir müddet sonra aramız bozuldu ve ayrıldık. Ondan ayrılırken flaş belleğimi bulamadım, belleği ondan istediğimde, görmediğini söyledi. Bomba yapımının anlatıldığı belge, Telegram grubu içerisinde tanıdığım İbrahim isimli kişi tarafından Türkiye'de eylem yapmam için gönderilmişti. Ben bu şahsı Irak istihbaratında görev yapan dayıma bildirdim ve yakalandı. Bu belgedeki bilgileri okumadım. Eylem yapmak gibi bir amacım yoktu. Örgüte ait fotoğrafları da yine aynı Telegram grubundan örgüt hakkında bilgi sahibi olmak için indirdim."
"Kendimi patlatmak gibi bir planım olmadı"
Sanık Esraa Mohamed Khaled Hamed Badawy de Mısır'da gayrimenkullerinin olduğunu, eşinden boşandıktan sonra Türkiye'ye yerleştiğini, Telegram'da tanıştığı Al-Ezze ile dini nikahla evlendiğini söyledi.
Eşinin işsiz olması nedeniyle sık sık tartıştıklarını anlatan Hamed Badawy, "Bir süre sonra ayrıldık. Al Ezze'nin hakkımda söylediklerini kabul etmiyorum. Evden kovduğum için bana iftira atıyor. Irak ve Suriye'de DEAŞ mı kaldı? Ben niçin oraya kendimi patlatmak için gideyim? Bunu bildiği halde neden benimle evlendi? Kendimi patlatmak gibi bir planım olmadı." ifadelerini kullandı.
"Ankara'da eylem yapacaklardı"
Hazırlanan iddianamede, Badawy'nin Al-Ezze ve El-Rubaye ile DEAŞ'ın yönlendirmesiyle örgütsel evlilik yaptığı ifade edildi.
Sanık Badawy'nin, DEAŞ adına bombalı ve benzeri eylemler için diğer şahıslarla hareket ettiği belirtilen iddianamede, sanıkların elektrikli bisikletle Ankara'da eylem hazırladığında oldukları vurgulandı.
Yakalandığı sırada 7 aylık hamile olan Hamed Badawy'in DEAŞ'ın üst düzey örgüt sorumlusu olduğuna ifade edilen iddianamede, sanığın dikkat çekmek için hamileliği kamuflaj olarak kullandığı, bu sayede eylem öncesi keşif ve malzeme tedarik işlemlerinde rahat hareket ettiği aktarıldı.
Sanıklar Jamal Balasım Mohammed El-Rubaye, Esraa Mohamed Khaled Hamed Badawy, Abdolwahhab Abbaas Al-Ezze ve Oday Ammer Abdullah Al Gburı'nin, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
AA